www.gilaniler.org Sitesine

http://www.gilaniler.org/

Bölüm 3 (EĞİTİM)

Toplumsal dönüşümde Eyitim..

Bilgi ve Bilginin Aktarılma Süreci
Bilgi madi üretim, bilimsel deney ve sınıf savaşımından elde edılır. Bilginin sınıf mücadelesi üzerinde büyük etkısı vardır. Keza üretimde bilgi şartır. Toplumun gelişmesınde refah ve üretim düzeyinin artmasında bilginin önemi büyüktür. Bilgi pratığın aynasidir. Teori ve pratik birbirini bütünlemelidir. Maddi üretim faliyeti içinde insan doğa olayları,doğanın özellikleri yavaş yavaş anlamaya başlar üretim faliyeti olmaksızın bu bilgilerin hiç biri elde edilemez. Fakat insanın toplumsal yaşamı sadece üretim faliyeti değildir. Sınıf savaşımı, bilim. Sanat gibi tüm pratık faliyetlerde içerir.
Öyleyse hangi metodları uygulamalı hangi araçları kullanmalı ve nasıl öğrenmrliyiz. Bunun içinde öncelikle eğitimde ne anladığımızı yada ne anlaşılması gerektiği bilmeliyiz. Eğitim,bilgi… (3 yolla kazanılır) 1= Maddi üretim 2=Sınıf mücadelesi 3=Bilimsel deney.
1)=Bilimsel deney aktarılma süreci olğuna göre bilgiden ne anlaşılması gerektığı üzerınde durmalıyız.
2)=Bilgi ve bilginin aktarılması Bilgi pratiğin süreci içinde insan, tek tek yönlerini sadece görünüşteki yanını görür bu duruma (ALGISAL BİLGİ) aşaması yanı duygusal algılamalar ve izlenimler aşaması denır. Bu gilginin birinci aşamasıdır. Bu aşamada insanlar henüz daha derın kavramlar oluşturamazlar yada mantıki sonuçlar çıkaramazlar.
3)=Toplumsal pratik sürerken insanın pratiğinın akışı içinde insande duygusal algılamalar ve izlenimler uyandıran şayler bir kaç kez tekrarlanır, sonra bilgi süreci içinde beyinde ani bir değişiklik (SIÇRAMA) meydana gelir ve kavramlar oluşur. Kavramlar artık şeylerin görünüşteki yani, tek tek yönleri ve diş ilişkileri değil şeylerın özünü bütünselliğini ve iç ilişkilerini kavrarlar. Kavramlan ile duygusal algılamalar arasında sadece nicelik bır farklık değil niteliksel bir farklıkta vardır.
4)=Bundan sonra insan yargıya varma ve sonuç çıkarma yoluyla daha da ileri giderek (MANTIKI) sonuçlara varır. Öğrenmenin gerçek görevi algılama yoluyla düşünceye varmak giderek nesnel şeylerin iç ilişkilerini, yasalarını bir süreç ile başka bir süreç arasındaki çelişkileri kavramak.,yanı mantıkı bilgiye varmaktır.
5)=Çok bilmişler: Dünyanın en gülünç insanları,kulaktan dolma bazı ham bilgilerle kendisini alame.i ciani sanan çok bilmiş lerdır.Bu insanların boylarının ölüsünü pek iyi bilmediklerını gösterir. Bilgi sorunu bilimsel bir sorundur, bu konuda ne İÇTENSİZLİĞE nede böbürlenmeye yer vardır.Asıl gerekli olan tersine içtenlik ve alçak gönüllülüktur.
6)=Dolaylı ve dolaysız bilgi edinme: Bilgi edinmek isteyen, dünyayı, yanı gerçeki değiştırme pratığine bizzat katılmalıdır. Armudun tadını bilmek isteyen , armudu yiyerek değiştirmek zorundadır. Atomun yapısını ve özelliklerini bilmek isteyenin, atomnu durumunu değiştırmek için fizik ve kimya deneyleri yapması gerekir. Toplumsan devrimin teorisini yöntemlerini bilmek isteyen , toplumsal devrime katılmak zorundadır. Bütün bu gerçek bilgiler doğrudan denemelerden doğan Ama insan her şeyi doğrudan doğruya deneyemez . Gerçekten de bilgilerimiz çoğu dolaylı denemelerden elde ederız. Demekki insan bilgisi doğrudan doğruya (somut) ve dolaylı denemelerden (soyut) oluşur. Ve benim için dolaylı olan başkaları için dalaysız deneme olabiliyor. Sonuç olarak bilgiyi bütünü ile ele alırsak, ne çeşıt bilgi olursa olsun doğrudan denemeden ayrılamaz. Bütün bilginin kaynağı, kendisini çevreleyen nesnel dünyayı, insan duyu organları ile algılamasında yatar. Bu gibi algıları yadsıyan insan doğrudan doğruya denemeyı gerçeği değiştirmeye katılmayı yadsımaktadır, ve o insan meteryalıst değildir işte bu nedenle çokbilmişler gülünçtür.<
7)=Çalişma metodumuz nasıl olmalı: Çalışma programmi hazırlarken iki tür hataya düşmemek lazım. 1)=Bir proğram hazırlamanın her derde deva olmadığını bilincinde olmak 2)=Eğitim politikasi salt kısa vadeli günlük ihtiyaçlar konusuna göre ayarlanmamalı,yaşama geçırmeden ise, dar kalıplar içine sıkışıp kalınmamalıdır. Ve yine iki tür hataya düşmemeye özen göstermelıyız. 1)=Bilgiyi kümseme, önemli olan pratıktır…demek pratik önemlidir ama bilinçsiz bir pratik ya da teorinin aydınlatmadığı bir pratik karanlıkta elyordamiyle yürümektir. 2)=Birikim sağlama olayıa bakarken söylediğimizi bize yarari olanı öğrenelim yaklaşimi sığ lığı kavranmamalıdır. Yada şunlar birbirine bağlı vb. şeklinde cebir problemi özer gibi sorunlara yaklaşılmamalıdır. Oysa diyaletik düşünme yöntemi olarak beynımizde mal olmalıdır. Başka bir bakiş açısına sahip olmak ama diyaletik adına sorunlara yaklaşmak işte bu bir çelişkidir.
8) Eğitim çalışmalarında her zaman vazgeçemeyeceğimiz şu ç nokta olmalıdır:<
1=klasık ve diğer kitapların okunması
2=Genel olarak dünyada ve türkiye de gelişen olayları takip etme yorumlama ve taktik belırleme.
3=Eğitimde deneyimlerin toparlanıp merkezileştirilmesinin bilinç üzerine çıkartılması
9) Bireysel çalişmalarda uygulanacak yöntemlere değinelim:
1=siyasi yetkinleşme için bireysel çalişmanın önemi yadsınmayacak kadar çoktur. Temel sorunları askari oranda kavradıktan sonra bu çalışmaların yapılması bir zorunluluktur. Sadece toplantı ve panellere sığıdırlan çalışmalarla yetkınleşmemiz sorunların üstesinden gelmemiz mümkün değildır.
2=Nasıl bir çalişma yöntemi uygulamalıyız.
10) Düşünceleri yazıya dökme: Toplumumuzda genelde düşünceleri yazıya dökmede oldukca çekıngen davranılmaktadır. Bunun elbette çeşitli nedenleri vardır.Bunlarda önemli olan ikisi şudur.
1= İlgili konu üzerinde yeterli bilgiye sahip olmamak.
2=Mükemmeliyetçi anlayışa düşme ve onun sorunluluğundan çekınme, Sorumluluk duymak elbette önemlidır. Ama bu bizi yazmamaya götürecek düzeyde olmamalıdır.Çalışmada titiz davranıp, doğruları yazmaya çaba göstermelıyiz.
11) Çalışmalarda istenilen verimi almada ç temel koşul: 1=İlk koşul bu çalışmaya şevkle atılmak olmalı. Zira gönülsüz yapılan her hangi birişten ne köy olur nede kasaba. 2= ikinci koşul kişi kendinin eksik olduğu konuları daha iyi bilir zaten tartışmalarda takındığı yada anlayamadığı konular açığa çıkar.Bu yöntemde eksikliğin duyduğunuz konuları acilyet durumlarına göre sıraya koyuk öğrenmeye çalışmalıyız, eksik olduğu konularla ilgili daha yetkin insanların tesbitleri ve bunu gidermeye yönelik önerileri de olabilir. 3üncü koşul kişi öğrenme noktasında kendisine kesınlikle liberal davranmamalıdır. Bu okumaya hevesli olmakla aynı şey değildır. Kişi okumayı sever, gerçektende okur. Fakat ağırlık vereceğı yada gerçekten ağırlık vermesı gereken konular üzerınde durmaz. Buda genelde kendini daha kolay anlaşılabilir ve sürükleyıcı kitapların okunmasında yansımasını bulur. Dışardan bakan onun hep okur görür. Ama bizim amacımız okumak için okumak olmamalıdır. Sorunların özünü kavramak, eksik yanlarımızı tamamlamak ve kendimizi değiştırmektır. 13) Çalışmalarda dıkkat edilmesin gereken bir başka noktada çalışırken not almak olmalıdır: Başlangıçta istediğimiz gibi olmaya bilinir. Can alıcı noktaları yakalıyamayabiliriz. Önemli olan bunu alışkanlık haline getirip süreç içinde yetkinleştirmektır. Siyasi ve kültür seviyeler geliştikçe not alma yöntemlerimizde gelişecektır. Okuduğuğumuz objektif değerlendirebileck ve can alıcı noktaları yakalama becarisini elde edeceğiz, okuduğumuz bir kitabı bir kenara koyduktan sonra kitaptan neler anladığımızi kendimize sormalıyız. Kitaptan kavradığımız şeyleri başkasiyle konuşup tartışmalıyız. Araştırmaya yönelik okuduğumuz kitaplarda ve üzerinde durduğumuz konuyu farklı yönleriyle irdeleyen çeşitli kaynakları bulmalı ve o kaynaklara bakmalıyız.Bakarkende yine not almalıyız. Dikkat etmemiz gereken bir başka noktada kesinlikle savruk bir çalişma yapmama,daldan dala atlama durumuna düşmeme olmamalı. Sonuç alıcı çalişma yöntemini uygulamalıyız. Herşeyı birden öğrnme hevesine kapıllacak olursak proğramsızlığımız içinde boğulur kalırız. Ve sonuç olarak bir bilge insanın deyimiyle diyoruzki Kendimize karşı tutumumuz doymak bilmeden öğrenmek, başkalarına karşı tutumumuz ise bıkıp usanmadan öğretmek olmalıdır
Son
25.07.2005