www.gilaniler.org Sitesine

http://www.gilaniler.org/

Vekil Seyfi Bey. (ÖYKÜLER)

Anadoluda gelenektır misafir perverlik saygi, sevgi ve hoşgörü. Adettendir misafiri en iyi biçimde ağırlamak. Bu gelenekler yer yer bozulmuş olmasına rehmen, anadoluda bazı yerlerınde bu köklü gelenekler günümüzde hale

davam etmektedır.

Seçim vakti geldiğinde politikacilar köy köy, kent kent, şehir şehir gezer seçmenden kendilerini ve parilerini seçmelerini isterler.

Türk siyası geleneğındedır, halkin vekilleri halkın istem ve taleplerını cittiye almayıp sıgara paketlerin üstüne not almayi; Sıgara bitince paketler öpe atilir, halkin istemleride ve sorunlarida paketle beraber öpe gider.

Anadoluda takvim yaprakları 12 Eylül 1980 göstermekte. Darbe tüm demokratık, sosyal hayatı alt üst etmiş, bütün siyasal kazanımları yerle bir etmiştır. Ülkede darbenın gerçek yüzünü ortmek ve dışdünyaya açılmak için demokrası, özgürlük, insan hakları vb. Vaatlerle ülkede yeni bir göstermelik seçime hazırlamişlerdır. Seçim havası bütün ülkeyi sarmiş, basın yayın askeri tabur gibi birifin verilmiş tek merkezlı bir seçim (demokratık seçim) sıtartı verılmıştır. Malesef ç partıden fazlasına seçim hakı tanınmamıştır. Bu ç partıda bir zat insiyatiflerınden kurulmuş ve yönlendirilmişlerdır.

Bu seçim sürecınde kurulan ç partıdan biri olan Anavatan partide iktididar olmanın ve seçimlerde galip gelmenın hesaplarını yapmaktadırlar. Ülkenin kültürel yapısı geregi bölgelerde nufusu yoğun ve sözü geçen insan tiplerini öne çıkartırlar. Ana vatan partısıda Erzincan bolgesınde bu insan tiplemesıne uygun bir millet vekilini bölgeye seçim kampanyası için gönderir.

Bu vekilde seyfi beydır.

Seyfi bey memleketi olan Erzincana ve hemşerilerine bir daha görme ve buralarda seçim propagandalarına başlar. Aklina eski kilasik propaganda yöntemleri gelir bir yenilik ve inandirici olsun diye yanına kücük bir defter almaya karar verir.

Köy köy ilçe ilçe gezer köylünün çapaklı gözlerinde öper. Vaatlerde bulunur derken zaman daralır, köylülerinin yoğun olduğu ulalar beldesınde konaklar. Artik seçim süresi yaklaşmiş propaganda süreci sona ermiştır. Tanıdığı ve eski komşusu Hüseyin efendinin evine misafir olur.

Bunu duyan diğer akrabalar ve köylüler vekil beyi rahat bırakırmı,…/ ev dolar taşar koçlar kurban kesilir, eylence derken, akrabaları ve köylüleri vekil beyle koyu sohbete dalarlar. Köylüler sohbet sırasında hükümet olduklarında ne bekediklerin dile getırırler. Kimi çocuğunun devlet kapısında işe alınması, kimi aile bireylerinde sağlık sorunu olanların tedavi ve yardım talebini dile getirir, Kimi partide yönetici ve kariyer isteği, Kimi devlet dairelerinde çeşitli yerlerinden kadro olmasini talep eder. Seyfi bey köylüleri can kulağı ile dinler edasıyle defterını durmadan not almaktadır.

Köylü: Sayin vakilim…?

Yurt dişinda çalişan bir gurup işçinin çabasiyle bölgemizde kurulan doğu sanayi fabikasının

Makinalarini kurduk fabrika çalışır durumda ancak mammül madde ve işletme hakını alamiyoruz. Bu konuda bize yardımcı olacakmısınız.….?

Vekil: tabiki bizim amacımız sizlere yardım….et..mek…tır..

Vekilbey sabirla notlarını alır. Tabi halk bu değişikliği ilgiyle izler. ünkü karşilarindaki vekil hayli ciddi ve sigara paketlerine üzerine yazı yazmıyor. Alışa gelmiş politikacilardan farklı bir durum vardır.

Yemek vaktı gelir hüseyın efendi konuğuna kavurmalar, pirzolalar, sisler, içkiler vb. ikram eder.

vekil; yeter hüseyın efendi yeter…!

Vekilin ısrarına rahmen muhabet davam eder.

Seyfi bey sohbet süresince köylülerin ısrarı üzerine bol alkol, ve yiyecekler tüketır.

Vekil beye sunulan en iyi yataklarin, ve nevresimleri mis kokularin cümbüşünde rahat etmesi için misafir odasi tek kendisına tesis edilir.

Gerek yorucu seçim faliyetın getirdiği yorgunlugunun gerekse hemşerilerın verdiği güven, destekle, ayrıca boynunu aşan vahatların verdiği ağırlıkla derin uykuya çekilir.

Vekil beyde horultular baslar..

Puf hof puf…..

Seyfı beyin konaklandığı oda bahçe içinde yapilmiş ayak yolu dışarda ve odaya dışardan hırsızlık olmasın diye kapıları ve camları demir parmaklıklari andıran demir girillerle kaynatilmiş, içerisi tertemis döşenmiş çeşitli çiçekler kavnozlara yerleştirilmiştır. Eh nede olsa hüseyin beyin hali vakti yerinde olduğu için odayı halılarla donatılmişti.

Ve misafirin ne kadar değerli olduğunu bilincinde olması ve vekil beyın konağının etrafinda kuş uçurmiyecek titizlıkte son birkez kollaçan ettıkten sonra yatağına çekılır.

Hüseyin bey komşuları ‘vekil beyin kulandığı eşyaları bir gün ilerde lazım olur diye saklamasını tavsiye ederler’ Hüseyin bey gevrek gevrek gülerek .. doğru söyliyorsunuz der ve bu öneriler üzerınde düşünerek uykuya dalar.

Seyfi bey derın uykularda pembe rüyalarda; Kendısınının mitink alanında ve bakan koltuğunda görmektedır. Kulaklarında halkın bağırtıları çınlamktadır…

Erzincan seninle gürür düyüyor…!

Seyfi gelecek sorunlar bitecek…!

Seyfi nerde biz oradayiz…. !

En büyük sefi başka büyük yok…!

Sefi beyin bir yandan akşamda kalan yemek ve içki tüketimden karnı sancılanmakta diğer yandan penbe seçim hayalları ile uğraşmaktadır. Fakat karın sancısı artık seyfı beyi çok rahatsız etmekte pembe ruyalarını bırakıp kalmak mecburiyetınde kalmiştır.

Yatağın içerisinde uyanmaya çalışan seyfı bey korkunç baş ağrısı ve mide ağrısından kalmak istesede kalkamaz durumdadır.

Birden kalabalık kayıp olur üğültülar azalır, başın ağrılığını ve göz kapaklarını açamaz durumdadır. Derken yavaş yavaş kendıne gelmeye çalışır.

Vekil bey büyük bir karin sanciyla uyanir ve afarlar nerde olduğu bir türlü çikaramiyor her taraf karanliktır ve kendi kendine konuşmaya başlar.

Seyfi bey Kalbalık ne oldu hangı mitingdeyim …?

Oy başım

Ne oldu bana….?

Nerdeyim ben…?

Burasi nemesi…?

İçkinin verdiği rahatsizlik, stres ve akşam yerilen yemeklerın ağır oluşunda midesin fena halde bozmuştur.Vekil bu durumu farkında ama elinde bir şey gelmemekle birlikte acı içinde

kıvranmaktadır.

Şaşkinlığı geçen vekil odada yanliz olduğunu ve meselenin cidiyetini kavrar kendine gelemeye başlar.

Anam rezil olacağım…!

Her taraf karanlik …!

Sanci şidetleniyoru….!

Annam ne yapacagim simdi…!

Sanci büyüyor…!

Vekil karanlikta lanbayı ariyor

Yok yok…yok…

Sanci büyüyor…

Anam bu ne karanlık…

Lambayı ararken kafasini sağa sola buruyor…uf.. ufu..

Bu ne şansızlık başıma geldi…

Kafa acısını hiç his etmiyor ünkü panik içinde ….!

Sanci buyuyor…

Vekil kanter içinde…

Kapıyı bulamiyor…

Lamba yok…

Annam ne olacak

Bağırsami..?

Sanci çoğalmakta

Karanlik …/

Vekil perişan …..!

Panik, heycan, Titreme..

Sanci ağrı panik bir birine karişmiş…

Rezil olacağım nahlet olsun

Ne yapacağım kapı nerde..? lamba nerde ...?

Of annam of sanci ../

Karnim ….

Nerde nahalet olasi bu tuvalet…/

Ses yok ev sahibi ve çevresdekiler derin uykuya çekilmiş zaten yorgun olan insanlar ve dile getırdıkleri sorunlerin vekil terafina olur hal ederiz bakariz söylemlerin yaratmiş olduğu hayallarin derinliklerine dalarak derin uykuya çekilmiştir. Yaprak oynamiyor hiç bir canli hareket halinde değil.

Vekil kafasini sert köşe duvarina vurunca sarsildi;

son can teleşı ile karanlikta eliyle yerlerde sürünürken eline bir çiçek saksısıne dokunur

bir anda duraklar ve kararını verir rezil olmadansa vazoya yapmayı kar verir

Bir telaşla çiçeği elle ile tutup kaldırır,

Büyük bir panik, ve heycanla kıvrılan vekil

Of puf derken vazoyu doldurur…./

Kısa bir teradütten sonra..

Ne yapim diye düşünür tekrar çiçeği üstüne koyar.

Vekil için artik politik olmanin ve politica yapmanin ilk denemesi baslamiştir.

Kan ter içinde kalan vekil şaşkinlığı, paniği ve sancısı bitmiştir bitmesına ama…/

Seyfi bey gecici olarak rahatlamiş ve karakara sonrasını düşünmektedır.

Vekil Ya sonrasi olayin duyulmasi ev sahibi olup bitenlerı görürse ne olacak…?

Bu kabus ne zaman bitecek....?

Derken yorgun, ve bitkin düşen vekil gerek alkolun etkisi gerekse kabuslu gecenın verdiği stres, gerekse sonrasında doğacak olumsuzlukların duyulması kendısını korkutmakta derin derin düşünceye dalar. Göz kapakların artık dayanamadığı ve kapanmasıyle derin bir uykuya dalar.

Vekil ruyasında gine kalbalıklar. belirgin olmayan insanların bağırması ve can sıkıcı soruların sorması ile davam eder.

Vekili sçlayan kalabalık; karalamalarla dolu idaları cavaplamak için boğuk ve titrek sesler çıkartıyorduk…...!

Hüseyın efendi kapıyı açıp içeri girdi …!ama …!..girdiğinede pişman oldu..

Oda gazlarla dolmuş korkunç bir koku sarmış../

Vekil boğuk ve anlaşılmıyen bir ses çıkariyordu

Karaan..lık..

Anam lamba..nerde..?

Karnım…? ne…ola…cak…

Rezıl old….um..

Of ana…m…..

Hüseyın efendı koştuğu gibi camları açar ve vekil den gelen bu garip seslerın verdiği şaşkınlığı üstünde atıktan sonra vekili kaldırmaya çalışı.

Seyfi bey..

Seyfi bey ne oldu…?

İyimisin…?

Gözlerini zor zar açan vekil henüz kabus gördüğünü ışıkların, ve gelen sesın ev sahibin sesi olmadığın düşünürken…/

Bir anlık teredüt içinde …/ ikinci kez gelen seyfi bey sesiyle uyanıp kendıne gelır.

Camların ve kapının açıldığı dışarda seslerın geldiği farkına varır ve ürker

Anam ya bu kalablık şimdi içeri gelırse ne yapacağim…./

Hüseyın efendi seyfı bey buyrun bahçede kavaltı hazırladık sizleri bekliyor komşular.

Vekil Öylemi ha oldu iyi geliyorum..

Geçici bir sevınç yaşiyan vekil elbiselerını giydiği gibi hemen dişeri çikar odadan çıkış o çıkış bir daha dönmesi mümkün olmadığı için…/ saksıdaki durumu düzeltmek için ne zamanı nede şansı vardı. Ama vekilin hep aklı orda kalır.

Elını yüzünü yıkayan vekil aynada yüzüne şöyle bir bakar perişanlığını farkına varır.

Ama şimdilik kabustan kurtulmuş ve geçıcı olarak rahatlamiş, gerikalan durumumuda düzelmek politik kabiliyetıne kalmiştır.

Bahçeye kurulan masanın etrafında partililar, komşular ve akrabalardan oluşan bir kalbalıkla karşılaşan

Vekil soluk bir sesle günaydın beyler

Cemahat hep birden tek sesle günaydın vekilim../

İçlerınde biri vekilin çektiklerını bilir gibi

Efendım iyi yatınızmı benzin biraz soluk. Yorgunluğun henüz geçmemiştir her halde../

Vekil E….vet ço..k yor..gu..num…

Seçim sohbetleri kavaltıların bitim süresınce vekili rahatsız edecek tarzda bir uğultu ile davam etti ancak vekilde ne bir ses nede sohbet katılma isteği vardı..

Takıntısı, yorgunluğu cemahat tarafında farkına varılmasına rağmen kimse vekilin üstümüne gitmedi zaman doldu vakıt geldı seyfi bey hareketlendı.

Seyfi beyi otobusa bindirip yolculuyan komşular ve partililer bir seçim donemın yorgunluğunuda böylece sonuna gelmiş ana vatan partısı seçimden başarı elde etmiş herkes artık normal yaşamına girmiştır.

Ancak kabuslu gece vekil beyın kafasını hala kurcalamakta ve rahatsız etmektedır. Sorunun ancak zamana kalmasında ve zaman içinde özülmesınden başak bir şansı olmayan vekil bey şimdilik seçilmişliğin sevıncıyle ve hükümet kurma çalışmaları, üğraşı ile geçici olarak unutmaya çalişmaktadır.

Vekil seyfi bey bakan ve baş bakan yardımcısı olarak çalişmalarını devam ede dursun.

Bu durumu duyan erzincanlılar teprik ve verilen vahatların tam zamanı diyerek ankaranın yolunu su yolu yaparlar.

Kimi istediği elde eder kim isteği zaman bırakılıri kimide umduğunu bulamaz, Kimide başkana ulaşmak için brokrasi engeline takılır derken zaman geçer.

Seyfı olaylı geceden ses çıkmaması politik başarısına bağlar. Ve olayın zaman içinde unutulur kanısına varır ve kendısıne teseli eder.

Hüseyin efendı vekili ağırladıktan sonra bir türlü evde eksik olmiyen derin pis bir kokoda kurtulamiyor ne yapıyorsa evde koku gitmiyor evi badana ediyor eşiyaların gözde egeçiriyor sonuç alamiyor.

En sonunda evi değiştirmeye karar veriyor yeni eve bakmaya gidiyor tertemiz ev badana edılmiş ancak eve eşiyalarını taşıyıp eve yerleşınce yenı evde gine aynı kokolar gelmeye davam ediyor.

Derken hüseyin bey bu koku yüzünde dört kez ev deştiriyor aynı koluların kendileriyle geldiğini ve bundan kurtulmasını artık mümkün olmadığı düşünürken; Zaman gelmiş çatmiş gine seçim zamanı glemiştır.

Partilerde hareketlenme ve koşüşturmalar başlar. Hüseyın beyin evine bu üsüre zarfında hiç uğramıyen partililar hüseyin beyin yeni adresını bulmak için tanıdıklara sorduklarını ve bu durumu komşuları hüseyin efendinin kulağına çıtıldatır. Ancak hüseyin efendi hiç oralı olmaz ümkü hala başı derte kurtulmamiştır. onun derdi evdeki kokunun nasıl aşılacağın bu sorunda nasıl kurtulacağı hesapların yapmaktadır. Bir taraftan ekonomik sıkıntılar kendısın haylı sıkıntıya sokmuş geçen zaman içinde dort ve beş sefer ev değiştirmiş ve yorgun düşmüştür.

Birgün kafasını haylı yoran bu sorunda meşkul iken .. bir telefon sesi alır

Hüseyin bey.Alo alo…/

Kimsin…/ anlamadım..?

Vekil seyfimi…?

Vekil evet benim nasılsın hüseyın…/

Hüseyın iyimi sen nasılsın..?

Vekil Bende iyim../ kamşular akrabalar nasıl…?

Hüseyın her kes iyidir..

Derken 10 ve 15 dakkikalık sohbeten, komşular akrabalar çoluk ve coçuk sorulduktan sonra seyfı bey lafı dolaştırır seçime getırır.

Partısına destek vermesını, ve yeni vahatları sıralamaya başlar. Hüseyin telefonu nekadar dinler gözüksede kafasindaki eski problemi anlatip anlatmama arasindan gidip gelmektedir. Sonunda söylemeye karar vetir.



Hüseyin: Sayın Bakanim siz unu bunu birakin benim çok merak ettigim ve çok araştırıpta bulamadim, busırada vekil kendinden emin bir tavırla:

”Senhiç merak etme söylecek problemin neyse hemen hallederim” diyerek Hüseyinin lafini yarıda keser.

Hüseyın:Sayin Bakanim siz öyle çok vaadler verdinizki halk o vaadlerin altinda ezildi, büzüldü, ürümeye yüztutu hatta kokmaya basladi. Allahinizi seviyoraniz söyleyin siz evin neresine SIÇTINIZ ev hala kokuyor ben bir türlü bulamadim.

VEKIL BEY:** ?`***

Hüseyin: Alo…Alo..vekilbey ordamisiniz…?





Kemal Bellinzona

18 Ağustos 2006