www.gilaniler.org Sitesine
    http://www.gilaniler.org/
    Alevi Ocakları (ALEVİ OCAKLARI)
        ANADOLU ALEVİLİĞİ’NDE
 
 OCAK SİSTEMİ VE DEDELİK KURUMU
 
 Ali Yaman
 
 GÜNÜMÜZDEKİ DURUMA GENEL BİR BAKIŞ
 
 Hem benim yaptığım alan araştırmalarında hem de diğer alan  çalışmalarında görülmektedir ki Ocak sistemi ve Dedelik Kurumu artık  eskiden olduğu gibi kırsal yapıdaki gibi işlememektedir. Kentlere  yerleşme süreci hem yurtiçinde hem de yurtdışına doğru yoğun nüfus  hareketlerine yol açmış. Ocak sisteminin çökmesine yol açmış, Dede-talip  ilişkileri parçalanmıştır.(27) Özellikle 1980lerle başlayan yeniden  canlanma süreci Dedelik Kurumu’nu yeniden gündeme getirmiş ve yapılmaya  başlanan Cemevlerinde Dedeler görevledirilmeye onlardan yardım istenmeye  başlanmıştır. Ancak Dedelerin bu yeniden dönüşü hiç şüphesiz çok daha  farklı bir statüyle olmaktadır. Kırsal yapının çok yetkili, işlevli Ocak  Sistemi artık yoktur ve Dedeler sadece dinsel hizmetlerin görülmesinde  yararlanılan, maaşlı ve çalışıp çalışamayacağı, bulunduğu Cemevinin  yöneticilerine bağlı görevliler durumuna gelmişlerdir. Bu süreç çok  karmaşıktır ve kentlere göçlerle birlikte yaşanan bu sürecin çok iyi  analiz edilmesi gerekmektedir.(28) 
 
 BAZI OCAKLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER(29)
 
 AĞU İÇEN OCAĞI (KARA DONLU CAN BABA)
 
 Tunceli ili Pertek ilçesinde bulunan Karabakır (Bargini)(30)  Köyü’ndedir. Ağuiçen Ocağı’na gelenler arasında daha çok çocuğu  olmayanlar yer alır, türbede kalarak kurban keserler. Kendilerini  Ağuiçenli olarak nitelendiren dede ocakları Mir Seyyit, Köse Seyyit,  Seyyit Mençek, Koca Seyyit olmak üzere dört koldur. (Ali Kemali 1932:  192) Ağuiçen’in menkıbelerine ilişkin hem Ali Kemali, hem Nazmi Sevgen  ve hem de Nuri Dersimi de bazı bilgiler bulunmaktadır. (Uluğ 1939a: 89;  1939b 33; Ali Kemali 1932: 184; Dersimi 1997: 117-118) Tunceli’de  bulunan ve Ağuiçen olarak adlandırılan evliya Seyyid Mençek olarak da  bilinir.(31) Elazığ’ın Sün Köyü’ndeki eren ise Koca Seyyid’dir.  Ağuiçen’in bir diğer yaygın adı da Kara Donlu Can Baba’dır. Hem Elazığ,  Sün Köyü ve hem de Tunceli Hozat Karabakır köyü’nde bu konuda yaşlılarla  görüştüm. Anlatılanlar kapsamlı olduğundan burada en genel bilgilere  değinmekle yetiniyorum. Ağuiçen Ocağı’ndan dedeler ağırlıkla Elazığ,  Erzincan ve Tunceli’de bulunurlar. Sivas Karakeban yakınlarında bulunan  Alevi Ocak Ulularından Kara Pirbad’da Kara Donlu Can Baba olarak  adlandırıldığından bazı araştırmacılar bu iki evliyayı  karıştırmaktadırlar. (Birdoğan 1992: 149)
 
 ALİ ABBAS OCAĞI
 
 Sözlü geleneğe göre Hazreti Abbas neslindendir. Ali Abbas Ocağı dedeleri  Özellikle Erzincan ve Tunceli yörelerine dağılmışlardır. (Ali Kemali  1932: 193) Bazı dedeler Ali Abbas ve Celal Abbas Ocaklarının aynı ocağı  nitelediğini ifade ederler.
 
 ALİ BABA OCAĞI
 
 Bu ocağa adını veren evliyanın türbesi Sivas Ali Baba mahallesinde  bulunmaktadır.(Clarke 203-208) Bu ocağın Sivas yöresinde talipleri  bulunmaktadır.
 
 ALİYYÜL ŞAZELİ/MOLLA YAKUP OCAĞI
 
 Molla Yakup evlatları, dedelerinin soyunu Hz. Şazeli’ye  dayandırdıklarından bu ocak soyu hem Aliyyül Şazeli ve hem de Molla  Yakup Ocağı olarak adlandırılmaktadır. (Özen 1997: 107) Ayrıca halk  arasında Şeyh Şazeli Sultan (Kahveci) Ocağı olarak da bilinir. Bu ocağın  merkezi ve Molla Yakup’un türbesi Sivas Kangal ilçesi, Yellice Köyü’nde  bulunmaktadır. Molla Yakup’a ilişkin birçok menkıbe yüzyıllardır  anlatılmaktadır. Bu Ocağa bağlı talipler daha çok Divriği ve Kangal  yörelerinde toplanmıştır. Gökçeoğulları ailesi bu ocaktandır ve  kendilerinde bu ocağa ait birçok belge bulunmaktadır. Bildiğim kadarıyla  bu aileden Yesari Bey bunların yeni türkçeye kazandırılması için  oldukça duyarlı şekilde çalışmaktadır.(32) 
 
 BABA MANSUR OCAĞI
 
 Tunceli ili Mazgirt ilçesinin doğusunda Darıkent (Muhundi) Bucağı’nda  ünlü Alevi evliyalarından Baba Mansur’un yürüttüğüne inanılan bir duvar  bulunur.(33) Muhundi orada bulunan bu ziyaretin anısı nedeniyle Dersim  ve çevresinin en ünlü ziyaretgahlarındandır. Ali Kemali’ye göre Baba  Mansur Dedeleri seyyidlerdendir, kolları yoktur, üç büyük kabiledir. Bir  kabilesi Mazgirt kazasının Darıkent (Muhundi) bucağında, İkincisi  Pülümür’ün Tahti ve üçüncüsü yine Pülümür’ün Gersinot köylerinde  bulunur. Gersinot’ta oturanlara Şahverdi Evladı derler ki, Sivas ve  Koçgiri aşiretinin seyyitleridir. (Ali Kemali 1932: 193) Bu seyyitler  ayrıca Erzincan’ın Kısmikör ve Erdene, Pülümür’ün Seyyitler Kapiri ve  Tahsini köylerinde bulunurlar. Mazgirt kazasında da vardır. (Ali Kemali  1932: 184) Bir araştırmada Tunceli Pülümür Yeldeğen Bucağı’nda Şah  Mansur’un evlatlarının türbesinin ve Sivas Zara Kızılkale Köyü’nde de  Baba Mansurluların bulunduğu ifade edilmiştir. (Clarke 1998: 205)(34)  Baba Mansur’un Horasan’dan geldiğine inanılır. Halk Cuma akşamları  buraya toplanır, kurbanlar keser, cem yaparlardı. Baba Mansur’un  yüzyıllardır dilden dile dolaşan menkıbelerinin en bilineni şu  şekildedir: Bir de Baba Kureyş (Hacı Kureyş) varmış. Bir gün vahşi bir  ayıya binmiş ve bileğine de bir yılan dolamış, onunla ayıyı kamçılayarak  yürütmüş. O sırada duvar yapmakta olan Baba Mansur ise bu duvara  binerek Baba Kureyş’e doğru yürümüş. Kureyş Baba bu mucize karşısında  hayran olarak “Sen taş duvara can verdin.” diyerek, Baba Mansur’un eline  sarılıp öpmüş. Baba Kureyş Ocağı’nın talipleri, Kureyş Baba’nın Baba  Mansur’a bağlılığı üzere, Baba Mansur Ocağı’nın da müritleridir.  Yüzyıllardır Kureyşan Ocağı Dedeleri’nin mürşidleri de Baba Mansurlu  Dedeler olmuştur. Pir ve seyitleriyle birlikte Koçgiri ve Hiran  aşiretleri de Baba Mansur Ocağı’na bağlıdırlar. (Ayrıca bk: Uluğ 1939  1939a: 83; 1939b: 34; Dersimi 1997: 140-141.) 
 
 Ayrıca Baba Mansur Ocağı’ndan Ali Düzgün Dede’den edindiğim bilgilere  göre Baba Mansur Dedeleri , Kureyşanlar , Şavalanlar , Arelliler ,  Gaboranlılar , Butkanlılar Aşiretlerine Dedelik ve Lolanlılar,  Çarekanlılar ve diğer aşiretlere de mürşidlik yapmaktadırlar. Bu ocağın  dedelerinin de bağlı olduğu Baba Mansurlu dede ailesi Baba Mansur’un  duvarı yürüttüğü duvarın yanında bulunan evin sahibidirler ve ziyaretle  bu aile ilgilenmektedir. Hem İstanbul’da hem Tunceli’de bu ocaktan  dedesoylularla görüstüm. Darıkentteki ocağı da ziyaret ettim. Yine  Darıkent yakınlarında bulunan Şöbek, Lödek, Küpük Köylerinde de Baba  Mansurlu seyyid aileleri vardır. Bir bölümü çeşitli nedenlerle Tunceli  dışındadırlar ve özellikle de Sivas’ta yoğunlaşmışlardır.
 
 BATTAL GAZİ OCAĞI
 
 Bilindiği üzere Seyyid Battal Gazi’nin Eskişehir’de türbesi ve büyük bir  dergahı bulunmaktadır. Battal Gazi Ocağı’ndan Dedeler hem Eskişehir’de  hem de Amasya’da bulunmaktadırlar. Amasya Merzifon, Sarı Köyü, Oymaağaç  Köyü, Balgöze (Emert) Köyü ve Merzifondaki Tekke mahallesinde bu soydan  dedeler bulunmaktadır. 
 
 BOSTANKOLU HASAN HALİFE OCAĞI
 
 Bostankulu Ocağı Dedeleri genellikle Tokat’ta bulunurlar. Bostankulu  Hasan Halife keramet göstermiş, Hacı Bektaş Veli Dergahı’nda kazan  kaynatmış, hizmet etmiş ve kendisine bu görev verilmiş. Bu ocağın  talipleri Yozgat Çorum ve Tokat havalisinde bulunmaktadır. 
 
 CELAL ABBAS OCAĞI
 
 Ali Abbas Ocağı ile aynı ocak olduğu söylenir.(35) Bu ocak ulusu hem Ali  Abbas hem Celal Abbas olarak aynı kişi olabilir veya iki farklı kişi  olup aynı aileden gelebilirler. Celal Abbas Ocağı Dedeleri Tunceli  Ovacık’ta da bulunurlar. (Kaya 1995: 99) Ancak Erzincan ve Elazığ  yörelerinde de bu soydan ocakzadelere raslamak olanaklıdır. 
 
 CEMAL ABDAL OCAĞI
 
 Cemal Abdal Ocağı Elazığ Karakoçan’da Madran ile Delikan Köylerinin  arasında bulunmaktadır. İki türbe vardır. Büyük Cemal Abdal ve Küçük  Cemal Abdal türbeleri. Şadılı Aşireti’nin bir bölümü bu ocağın  talipleridir. Cemal Abdal Ocağı Dedelerinin mürşidleri ise Ağuiçen Ocağı  Dedeleridir. Tunceli ili Mazgirt ilçesi’de bulunan Kızılkale Köyü’nde  de bu ocağa mensup Dede aileleri bulunur. Cemal Abdal, Derviş Cemal ve  Seyyid Nuri Cemaleddin’in aynı kişi olduğu ifade edilmektedir. Bu konu  tam açıklığa kavuşuncaya kadar ben bunları ayrı Ocaklar şeklinde  değerlendirme yanlısıyım.
 
 DERVİŞ CEMAL/SEYİT CEMAL OCAĞI
 
 Tunceli ili Hozat ilçesine iki saat uzaklıkta Seyit Cemaller (Derviş  Cemal) Köyü’ne adını veren ziyaretgahtır. Erzincan’ın Tercan ilçesinin  otuz kilometre güneybatısındaki Bulmuş Köyü’nde ve yine Erzincan  Tercan’a bağlı Zorum Köyü’nde de Derviş Cemal Ocağı Dedeleri ve  ziyaretler bulunurdu. İnanışa göre Derviş Cemal’in oturduğu köy kuru bir  meşelik iken yemyeşil bir yere dönüşmüştür. Bir başka rivayete göre de  Derviş Cemal Hacı Bektaş Dergahı’nda hizmet görmüş erenlerdendi. Hatta  bu konuyu Derviş Cemalli dedeler sürekli anlatırlar. Ali Kemali’nin  verdiği bilgilere göre Şeyh Hasan koluna mensup aşiretler Derviş Cemal  Ocağı talipleridir. (Bak Ali Kemali 1932: 185) 
 
 EMİROĞULLARI/EMİRBEYLİ/HACI EMİRLİ OCAĞI
 
 Alevi Tahtacıların iki ocağından biridir. Dedeleri Aydın Reşadiye’de  bulunurlar. (Yılmaz 1948:17; Şapolyo 1964: 257, 289) Yörükan’a göre Hacı  Emirli Ocağı’na bağlı Tahtacı Oymakları, Şehepli, Kabakçı ve Aydınlı  Oymakları’dır. Bu oymak Tahtacıları Aydın, İzmir, Adana, Denizli  yörelerinde bulunmaktadırlar. (Yörükan 1998: 202-203)
 
 GARİP MUSA OCAĞI
 
 Sivas Divriği Güneş Köyü yakınında türbe ve tekkesi vardır.(Clarke 1998 ;  Özen 1997: 58) Türbenin yakınında kutsal bir ziyaret haline gelmiş olan  ardıç ağacı vardır.(36) Garip Musalı dedesoyluların bir bölümü de  Kars’ta bulunmaktadır. Bu ocaktan Musa Karakaş ve Kutluay Erdoğan’ın  Ocaklarına ilişkin bilgi ve belgelerin günışığına yönelik çalışmaları  oldukça yararlı olmaktadır. 
 
 GÖZÜ KIZIL OCAĞI
 
 Gaziantep’te varolan Gözü Kızıl Camisi’ne (Clarke 1998: 203-208) adını  veren evliyanın, Gözü Kızıl Ocağı’nın dayandığı ve Vilayetnamede adı  geçen evliya ile aynı olup olmadığını bilemiyoruz. Ayrıca Şarkışla  Karpınar Köyü’nde de(Kum 1957:1518n) bu ocak mensupları varmış. 
 
 HACIM SULTAN OCAĞI
 
 Hacım Sultan’ın Uşak’ta Hacım bucağının Susuz mevkiinde türbesi  bulunuyor. (Clarke 203-208) Hacım Sultan Ocağı Dedelerinin varolduğunu  çeşitli sözlü verilerden duydum ancak nerede bulunduklarına ilişkin  bilgiyi derlediğim bilgilerin çözümünden sonra sunacağım.
 
 HIDIR ABDAL OCAĞI
 
 Hıdır Abdal Sultan, Gözcü Karaca Ahmet Sultan’ın oğludur. Türbesi  Erzincan, Kemaliye Ocak Köyü’nde bulunmaktadır. Hem sözlü hem yazılı  kaynaklara göre (Sevgen 1946; Dersimi 1997: 144) Hıdır Abdal Ocağı  Dedeleri yüzyıllardır Hacı Bektaş Dergahı’na vekaleten Düşkün Ocağı  olarak işlev görmüşlerdir. Özellikle Malatya, Erzincan ve Tunceli  yörelerinden talipler Hıdır Abdal Sultan’ın türbesinin bulunduğu bu yere  akın akın gelirler. Eskiden düşkünlük konularında başvuru makamı olan  Hıdır Abdal Ocağı dedelerinin bu işlevi bugün artık geçmişte yaşanmış  bir konu olmaktan öteye geçmiyecektir. Şimdi Hıdır Abdal’ın anısına her  Ağustos’un ilk Pazar günü onbinlerce kişinin katıldığı büyük bir  etkinlik düzenlenmektedir. Hıdır Abdal Ocağı’na mensup dedeler Ocak  Köyü’nde 12 ailedir. Bunların dışındaki Ocaklılar talip soylu ailelere  mensupturlar. Hıdır Abdal Ocağı’ndan dedesoylular Erzincan ve Sivas  Divriği’nin (Mesela Höbek Köyü) çeşitli köylerinde de bulunmaktadırlar.  Hıdır Abdal Ocağı’na bağlı talipler de Malatya, Erzincan ve Sivas  yörelerinde bulunmaktadır. Bazı Garip Musalı dedesoylulardan dinlediğime  göre de Hıdır Abdallı dedeler, Garip Musalı dedelere pirlik  yapıyorlarmış. 
 
 HUBYAR OCAĞI
 
 Hubyar Sultan’ın türbesi, Tokat’ın Almus İlçesi, Hubyar Tekke Köyü’nde  bulunmaktadır. Hubyarlı Dedelerin kimisi onun İmam Rıza soyundan (37)  kimi de İmam Musa Kazım soyundan olduğunu ve mürşidinin de Üryan Hızır  olduğunu ifade ediyorlar. Yine Hubyar Sultan’ı, Hoca Ahmet Yesevi’nin  okuttuğuna inanılıyor. Hubyar’ın dört oğlu varmış Mustafa Abdal, Himmet  Abdal, Behzad Abdal, Hasan Abdal. Özellikle Tokat yöresinde Hubyarlı  talipler yoğundur. Hubyar Sultan’a ilişkin bilgilerin yazılı olmaktan  çok sözlü geleneğe dayanması ve varolan kısıtlı kaynakların da bazı  kişilerce bilim dünyasından gizlenmesi ne yazık ki bazı bilgilerde  karmaşaya yol açmaktadır. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki bazı  kişilerin bencilliği çok köklü bir Alevi Ocağı’na ilişkin bilgilerin  ortaya çıkmasını ne yazık ki engellemektedir.(38)
 
 HÜSEYİN ABDAL OCAĞI
 
 Hüseyin Abdal’ın türbesi Sivas Divriği İlçesindeki Aşudu Tekke  (Güvenkaya) köyünde bulunmaktadır. (Özen 1997: 121) Karakesici Hüseyin  Abdal olarak da adlandırılır. Bu Ocaktan dedesoylulara göre Karakesici  Hüseyin Abdal Horasan’dan gelerek Hacı Bektaş Dergahı’nda hizmet etmiş.  Sonra Aşudu Tekke(Güvenkaya) köyüne yerleşmiş burada halkı irşad etmiş  ve burada Hakka yürümüştür.
 
 KARA PİRBAD OCAĞI
 
 Daha önce de belirttiğimiz üzere Kara Pirbad’da Karadonlu Can Baba diye  adlandırılmaktadır. Kara Pirbat ziyareti Sivas’ın Divriği ilçesi,  Karakeban Bucağı, Ömerli Köyü’ndedir. 22 Ekim 1999’da burayı ziyaret  ederek bilgi topladık. Köyde bulunan yaşlıların anlattığına göre Kara  Pirbad, Hacı Bektaş Veli tarafından Anadolu’da islamiyeti yaymakla  görevlendirilmiş bir erendir. Son on onbeş yıldır da eski dedeler  olmadığından köyde cem de yapılmamış. 
 
 KAYGUSUZ ABDAL OCAĞI
 
 Kaygusuz Abdal’ın Dergahı Mısır Kahire Makattam tepesinde bulunuyor. Bu  soydan hala ocakzadeler var. Bunların bazılarıyla Gaziantepte görüştüm,  ancak onlar Dedelik yapmıyorlardı.
 
 KEÇECİ BABA OCAĞI
 
 Keçeci Baba’nın türbesi Tokat Erbaa’ya yaklaşık 30 km  uzaklıkta bulunan Keçeci Köyü’ndedir. Keçeci Ahi Baba olarak da  bilinir. Keçeci Köyü’nde herkes ocakzadedir. Talipleri de Tokat ve  Amasya yörelerindedir.
 
 KOCA LEŞKER OCAĞI
 
 Koca Leşker’in ziyaretgahı Erzincan’ın Bağıştas İstasyonu yakınlarında  ve Fırat’ın yakınındadır. Türbenin yakınında oldukça eski mezarların  bulunduğu bir mezarlık bulunmaktadır. Ayrıca buraya kurban ve lokma  hizmetlerini görmek üzere bir yer yaptırılmıştır. Koca Leşker ile Koca  Seyyid’in aynı evliya olduğunu ifade eden dedesoylular vardır. Ancak bu  iki yerde yani hem Sün Köyü’nde Koca Seyyid’in türbesinin ve hem de  Bağıştaş yakınında Koca Leşker’in türbesinin olması bu durumu karmaşık  hale getirmektedir. 
 
 KOCA SAÇLI SEYYİD MUHAMMED OCAĞI
 
 Sivas Divriği İlçesi Erikli Köyü’ndedir. Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin  dervişlerinden olduğu söylenir. (Özen 1997: 100) Böyle bir ocağın  varlığını duymama karşın bu ocaktan dedelerle görüşme olanağım olmadı.
 
 KÖSE SÜLEYMAN OCAĞI
 
 Alevi Çepnilerin Ocağı’dır.(39) Görüştüğüm bir Çepni Dedesinden (40)  elde ettiğim bilgilere göre Batı Anadolu’daki Çepnilerin piri, rehberi  ve mürşidi bu ocaktır. Bu konuda başka alan çalışmaları yapıldıktan  sonra daha sağlıklı bilgiler verilebilir düşüncesindeyim. Bu ocak  dedeleri de kendilerine pir olarak Hacıbektaş Çelebilerini kabul  ederler. Sözlü geleneğe göre, Köse Süleyman, İmam Rıza soyundan Yunus  Mukri’nin oğludur ve Kösedağ Savaşı’nda şehit olmuştur. Onun soyundan  gelenler boyları olan Çepnilerle Anadolu’da inaçlarını ve geleneklerini  sürdürmüşlerdir. Ocağın en önemli merkezi, Balıkesir, Merkeze bağlı  Kavakbaşı Köyü’dür. Ayrıca Bergama’nın Narlıca Köyü’nde de Köse Süleyman  Ocağı Dedeleri bulunmaktadır.(41) Kavakbaşı Köyü’nden Enver Oğuz Dede  ile görüştük ve kendisi balıkesir yöresinde 30 civarında Çepni köyü  olduğunu ifade etti. Ayrıca çeşitli icazetnameleri de verdi.
 
 KUL HİMMET OCAĞI
 
 Kul Himmet Ocağı’nın merkezi Tokat’ın Almus ilçesi Görümlü (Varzıl)  Köyü’ndedir. Kul Himmet Ocağı dedeleri bu köydedir. Yedi Ulu Ozandan  biri olan Kul Himmet’e ilişkin bir çok menkıbe ve deyişleri yüzyıllardır  dilden dile dolaşmaktadır. Bu ocağın Tokat ve çevresinde bir çok talibi  bulunmaktadır. 
 
 KUREYŞAN/HACI KUREYŞ OCAĞI
 
 Bu soydan dedelerin anlattığına göre Hacı Kureyş, Seyyid Mahmut  Hayrani’nin soyundan gelmektedir. Düzgün Baba da Hacı Kureyş’in tek  oğludur. Tunceli’deki ocak Mazgirt kazasının Düzgün Baba Dağı  civarındaki Büyük Köyü’ndedir. Rivayete göre Moğol istilasıyla başlayan  göç sırasında Hacı Kureyş, Horasan’dan çıkarak Nizip’in Milelis Köyü’ne  gelmiş, burada Hakka yürümüş ve köy civarındaki Zarar mevkiine  defnedilmiştir. Tunceli, Nazımiye ve Mazgirt’te, Adıyaman’ın Yukarı  Şeyhler Köyü’nde de bu ocağa mensup Dede aileleri bulunmaktadır. Halk  tarafından Kureyşan Ocağı Dedeleri ruh hastalıklarına şifa bulmak  amacıyla ziyaret edilmektedirler. Bu ocağın bir merkezi’nin de  Malatya’nın eski Adıyaman mıntıkasında olduğu ileri sürülmektedir.  Tunceli’de başta Kureyşan aşireti olmak üzere Bahtiyarlar, Sisanlar,  Erzincan’ın Cibice Boğazı’ndaki Balabanlar, Kuziçan’daki Çarekanlılar,  Haydaran, Demenan, Yusufan, Karsan, Alan, Lolan, Şeyhmehmetli aşiretleri  ve Koç ve Kalan aşiretlerinin bir bölümü Kureyşan Ocağı’nın  talipleridir. Yine bir araştırmada belirtildiği üzere Adıyaman’ın  Kayabaşı Köyü’nün 2 km  güneyinde Hacı Kureyş ve oğlunun bulunduğu ziyaret vardır.(Clarke 1998:  204). Bir rivayete göre bir keramet olayı sonrasında Baba Mansur  mürşid, Kureyş Baba pir, Derviş Beyaz da rehberlik görevlerini  paylaşmışlardır. (Aynı yönde bk.: Yazıcı 1996: 53-55)
 
 MUNZUR BABA/SULTAN MUNZUR OCAĞI
 
 Munzur Ocağı’nın talipleri Erzincan, Kemah ve Tunceli’nin çeşitli  yerlerindedirler. Ali Kemali’nin verdiği bilgilere göre Sultan Munzur  (42) evlâdı; Tunceli Ovacık kazasının Ziyaret, Erzincan’ın Kiştim Köyü  ve Başköy nahiyesinde bulunurlar.(Ali Kemali 1932: 193) 
 
 PİR SULTAN OCAĞI
 
 Hem Sivas, Yıldızeli, Banaz Köyü ve hem de Tunceli, Pülümür ilçesi  Hacılı Köyü’ndedir. Bu köyün adı eskiden Bahçecik idi. Bir rivayete göre  burada bulunan Ocakzadeler, Sivas’ta bulunan Pir Sultan Abdal’ın  soyundandırlar. Bu köyün bütünüyle ocakzade olan halkı Kerbela’ya gidip  geleli köyün adı Bahçecik’ten Hacılı’ya dönüşmüştür. Bu köydeki  cemevinin içinde onun ilk inşaatı sırasında Pir Sultan’ın Horasan’dan  getirdiğine inanılan ve ziyaret haline gelmiş olan bir ağaç sütun  vardır. Bu direği inanışa göre Pir Sultan Abdal Horasan’dan getirmiştir.  Halk arasında bu direğin büyük bir ağırlık üzerinde olmasına karşın  havada durduğu inanışı yaygındır. Bu direk yüzyıllardır cem  ibadetlerinin yürütüldüğü bir cem odasının içinde bulunmaktadır. Bu cem  odasına ilişkin de bir çok kerametler anlatılmaktadır. Ruslar buraları  işgal ettiğinde burayı yakmak istemişler ama başaramamışlardır. Bu  cemevini 1 Kasım 1999’da ziyaret ettim. Burada 1996’da kendisiyle  Şahkulu Dergahı’nda görüştüğüm Pir Sultan Ocağı dedelerinden Mehmet  Çelebi ile görüştüm.
 
 PİRİ BABA OCAĞI
 
 Piri Baba’nın türbesi Amasya’nın Merzifon ilçesi Tekke mahallesinde  bulunmaktadır. Piri Baba Ocağı’ndan gelen dede aileleri yine Merzifon’un  Oymak Köyü’nde bulunurlar.(43)
 
 SARI SALTIK OCAĞI
 
 Tunceli’de Hozat-Ovacık yolu üzerinde 2000 metre  yükseklikte bir tepede oldukça bakımlı bir türbe içinde Sarı İsmail ve  Sarı Sultan da denilen (Aynı yönde bk. Ali Kemali 1932: 192) Sarı Saltık  yatmaktadır. Sarı Saltık Hakka yürüdüğünde yedi tabutta baş göstermiş.  Sarı saltık’ın Anadolu dışında da makamları bulunmaktadır. Eskiden Sarı  Saltık ziyareti Dersim aşiretlerinin vicdanı durumundaydı. En büyük  antlar onun başında içilir, aşiretler antlaşmalarını bu ziyaretin  başında yaparlardı. Bu ziyaretin yakınında bulunan Karaca Köyü’nde  bulunan seyitler Sarı Saltuk Ocağı dedeleridir.(44) Ancak eskiden göç  etmiş ve Sivas, Erzincan gibi başka yerlere yerleşmiş bulunan Sarı  Saltık Ocağı’na mensup dede aileleri bulunmaktadır. Gölpınarlı’ya göre  Divrik Gürenlerli Köyü’nde de Sarı Saltuklu Dede aileleri vardır.  (Gölpınarlı 1961: 45); Eskiden halk ağız ve göz hastalıkları için Sarı  Saltık Dedelerine gelirlerdi. Bu soydan dedelerden birinden dinlediğim  şu kısa bilgi dedelerin nasıl çeşitli yerlere dağıldığını gösteriyor:  “...Sivas İmranlı İlçesinin Tokluca Köyü’nden Emir Hüseyin’in torunu  Seyit Kasım’ım ben. Dedem Tunceli Hozat’ın Ağviran Köyü’nden gelmiş.  Erzincan’ın Kabullar Köyü’ne oradan da bu İmranlı’ya gelmişler burada  200-300 senelik mazimiz var. Bizim ocak Sarı Saltık, Musayı Kazım’a  bağlı. Tapduk Emre’den el alma Sarı Saltuk Sultan. Hünkara hizmet eden  Tapduk Emre’den el almış. Soy şeceresinde böyle yazılıdır. Bir şecere  var heder olmuş Tunceli Hozat’ta. Bir de Sivas’ın Ezeltere Köyü’nde...”  (45) Sarı Saltık’ın menkıbevi yaşamına göre yedi tabutta baş  gösterdiğine inanılır ve buna dayanarak da bir çok yerde makam ve  türbelerinin olduğu söylenir. Bunların en tanınmışları yukarıda  belirttiğim Tunceli’deki ziyaret ve Romanya Kaligra’da Babadağ’da  bulunan Sarı Saltuk türbeleridir. Ayrıca son olarak Sivas Koyulhisar  Bahçe Köyü Delmece yaylasında da bir Sarı Saltuk ziyareti bulunduğunu  öğrendim.
 
 SARIBAL OCAĞI
 
 Sarıbal Ocağı’nın Sarı Saltık Ocağı’ndan ayrılma olduğu söylenir.  Sarıbal Ocağı Dedeleri Gümüşhane’de bulunurlar. Çelebilerden icazet  almak suretiyle bu hizmetlerini sürdürürler. Bu ocağın talipleri  Giresun’un Kayacık Köyü’nde, Şebinkarahisar, Karaköy, Armutlu, Toklal,  Leylek, Aziz ve Suboyu köyleri, Gümüşhane Şiran’a bağlı Kırıntı, Yeniköy  ve Çal köylerinde bulunmaktadır.(46) 
 
 SEYYİD BABA OCAĞI 
 
 Seyyid Baba türbesi, Divriği Akmeşe (Ziniski) köyündedir. Bu köyde ve  yakın köylerde Seyyid Baba Ocağı dedeleri bulunur. Talipleri de yine  Divriği yöresindedir.(47)
 
 SEYİT SEYFİ OCAĞI
 
 Bu ocak evladı Musa Küçük Dede’nin verdiği bilgilere göre Seyit Seyfi,  Oniki İmamların yedincisi olan İmam Musa Kazım evlatlarındandır. Elazığ  ili, Palu ilçesinde Seydili Köyü’nde ocağı vardır. Ocak ve Vakfiye şu  anda kullanılmamaktadır. Tunceli, Elazığ yöresinde Seyit Sabun olarak  bilinir. Vesikalarda ise Seyit Sabır olarak geçmektedir. Doğum ve ölüm  tarihleri tam olarak bilinmemekle birlikte, Yavuz Selim döneminde  yaşadığı biliniyor. Bu soydan gelenler Tunceli’ye yerleşmişlerdir.  Mazgirt ilçesinde Seyitli ve Balan köylerini yurt edinmişlerdir. 
 
 SULTAN SİNEMİL OCAĞI
 
 Kahramanmaraş Elbistan ilçesinin Kantarma Köyü, Sinemil Ocağı’nın  dedelerinin mekanı olarak bilinir. 6 Kasım 1999’da Kantarma Köyü’nü  ziyaret ettiğimde bu Alevi Ocağı’nda eski dedelerin artık hiç  kalmadığını bizzat gördüm. Kantarma’nın ünlü dedelerinden Hakka yürümüş  olan Tacim Dede’nin oğlu Ali Ekber Dede’nin evinde Kantarma’nın eski  günlerindeki canlılığı ve sosyal yaşamı dinledik. Erzincan Kemah’ın  Nekkâr oğlu ve Vaver, (Ali Kemali 1932: 193) Ayrıca Kemah’ın Dere köyü  ve Malatya Akçadağ’da Sinemil Ocağı’ndan dedeler bulunurlar. 
 
 ŞAH İBRAHİM VELİ OCAĞI
 
 Şah İbrahim Veli Ocağı’nın merkezi, Malatya’nın Arguvan ilçesinde  bulunan Ballıkaya (Mezirme) Köyü’dür. Şah İbrahimli Dedeler bu köyde  bulunurlar. 30 Ekim 1999’da burayı ziyaretim sırasında Hasan Yıldırım  Dede’den(48) edindiğim bilgilere göre: “Şah Veli, yani Şah İbrahim  İran’ın Erdebil kentinden Elazığ’ın Sün Köyü’ne geliyor. Oradan Arguvan  Eymir köyüne geliyor orada kalıyor. Sonra da bir müddet Kozdere Köyü’nde  kalıyor. Burada Mezirme’de kendisine bağlı 3-5 talip evi varmış onlarla  kalıyor. Burada onlarla kalıyor. Bir müddet geçenden sonra Kerbela’ya  Hz. Hüseyin’e ziyarete gidiyor. 7 sefer gidiyor Kerbela’ya, En son  gitmesinde oğlu Şah Hüseyinle ve talipleriyle vedalaşıyor. Ben bir daha  gelmeyeceğim diyor ve burada iki emanet bırakıyor. Birisi ayağının  pabucu, şimdi hali hazırda burada mevcut, ikincisi de elinin asası  dediğimiz karadirek. Bu emanetleri burada bırakıyor. Ondan sonra da dua  ediyor. Beni gören bunları bu emanetleri görsün diyor. Ondan sonra da  nerede başı ağrıyan, bir derdi olan olsa çevrilip buraya geliyor, en son  çareyi burada buluyor. Pabuç yıllardır hep aynı ailede bulunuyor. Her  yerden buraya ziyaretçiler geliyor. Şah İbrahim Veli ile, Hacı Bektaş  Veli ikisi amca çocuklarıymış. 7. İmam İmam Musa-i Kazım’ın soyundan  geliyorlar.” Malatya çevresinde bu ocağın talipleri bulunmaktadır. Yakın  zamanda hakka yürüyen Gürgür Dede bu ocağın aktif dedelerindendi.(49)
 
 ŞEYH AHMET DEDE OCAĞI
 
 Ali Kemali’nin verdiği bilgilere göre Ocaktır ama yeri belli değildir.  Ancak ve Şeyh Hasan onun soyundandır. Malatya, Erzincan, Tercan ve  Tunceli Mazgirt’te dedeleri bulunur. Şeyh Ahmed Yesevî evlâdındandır,  bütün seyyit ve ocakların serçeşmesidir. Biri Şeyh Hasan, diğeri Seyyit  namında iki oğlu vardır, bazı aşiretler, bu iki babadan türemişlerdir;  fakat o aşiretler beyninde seyyit namı zikredilmez, her ikisinin soyuna  birden (Şeyh Hasanlı) adı verilir. (Ali Kemali 1932: 192) Cemal Abdallı  bir dedenin anlattığına göre Şeyh Ahmet Dede Ocağı, Cemal Abdallıların  piri olurmuş.
 
 ŞEYH ÇOBAN OCAĞI
 
 Şeyh Çoban Ocağı’nın merkezi Tunceli, Mazgirttir. Türbesi oradadır. Şeyh  Çoban soyundan dedelerin bir bölümü Elazığ’ın içinde Fevzi Çakmak  mahallesinde diğer bir bölümü ise Çorum, Alaca ilçesi Büyükkeşlik  köyünde bulunmaktadırlar. Şeyh Çoban Ocağı talipleri Çorum, Sivas,  Tunceli ve Elazığ bölgelerinde bulunmaktadır.Pilvenk ve Kavli aşiretinin  bir bölümü de bu ocağın talibidir. (Onarlı 1999a: 26-27)
 
 ŞEYH DELİL BERHİCAN OCAĞI
 
 Bu ocağın merkezi Tunceli yakınında Kırmızıdağ’ın güneybatısındaki  Dedeağaç (Pilvenk) Köyü’ndedir. Bu ocağın kurucusu bu köyde türbesi olan  Şeyh Delil Berhican’dır. Menkıbeye göre bu zat bir gün müritleriyle  birlikte bir kuzu yemişler; sonra kuzunun kemiklerini bir araya getirip  dua etmiş, kuzu dirilmiş, bundan dolayı da “kuzuyu dirilten şeyh”  manasına kendisine Şeyh Delil Berhican denilmiştir. (Ali Kemali 1932:  12) Gazi Üniversitesi’nin hazırladığı belgesel çerçevesinde Tunceli’de  bulunduğumuz sırada buraya da gitmek istemiştik ancak hem programın  yoğunluğu ve hem de güvenlik güçlerince bu köyde kimsenin yaşamadığının  ve harap olduğunun ifade edilmesi sonucu gidilemedi.(50) 
 
 ŞEYH HASAN OCAĞI
 
 Şeyh Hasan Ocağı denildiği zaman onunla ilintili dört ocağı daha  açıklamak gerekir. Bunlar Sultan Onar Ocağı, Şeyh Ahmet Dede Ocağı, Şeyh  Bahşiş Ocağı ve Seyyidan Ocağıdır. Sultan Onar Ocağı olarak bilinen,  Şeyh Hasan’ın Piri Baba’nın kızıyla evliliklerinden olma çocuklarının  Malatya Arapgir ilçesine bağlı Onar Köyü’nde kurdukları ocaktır. Şeyh  Ahmet Dede Ocağı olarak bilinen, Şeyh Hasan’ın kardeşi ve Şeyh Hasan  oymağının ikinci reisi olan Şeyh Ahmet’in çocuklarının Elazığ, Baskil’e  bağlı Tabanbükü (Şeyh Hasan) Köyü’nde kurdukları ocaktır. Şeyh Bahşiş  Ocağı, yine Şeyh Hasan’ın evlatlarının Elazığ, Baskil’e bağlı Kumlutarla  (Adaf) Köyü’nde kurdukları ocaktır. Seyyidan Ocağı olarak bilinen, yine  Şeyh Hasan’ın oğlunun torunlarından Seyyid adlı bir zatın Tunceli’nin  Bodik Köyü’nde(Ali Kemali 1932: 188) kurduğu ocaktır. Şeyh Hasan’ın  oğlunun diğer torunlarından Şeyh Hasan ise, Tunceli Ağdat Köyü’nde Şeyh  Hasan Ocağı’nı kurmuşlardır. Ataları Şeyh Hasan’ın ocağına “Büyük Şeyh  Hasan Ocağı” ya da sadece “Büyük Ocak” denir ki bu Malatya Arapgir’e  bağlı Onar Köyü’ndedir. Torun Şeyh Hasan’ın Ağdat’taki ocağına ise Küçük  Şeyh Hasan Ocağı denilmektedir. (Onarlı 1999b) 
 
 ÜRYAN HIZIR/SULTAN HIDIR OCAĞI
 
 Üryan Hızır Ocağı Tunceli ilinde Pertek-Hozat yolu kenarında bir sırtın  üzerinde bulunan Dorutay (Zeve) Köyü’ndedir. Bu köyde Üryan Hızır’ın  kutsal ziyaretgahı bulunur. Bu ocak çocuğu olmayanlar, sara ve akıl  hastalarının akınına uğramakla ünlüdür. (Ayrıca bak: Dersimi 1997: 128)  Bu ocağın Kahramanmaraş ve Erzurumda da talipleri bulunur. Hubyar  Dedeleri mürşit ocaklarının Üryan Hızır olduğunu söylerler. 3-4 Kasım  1999 tarihinde bu köye yaptığım ziyarette Ocağı gördüm. Bu köyün tamamı  taliplerden oluşuyor. Dört aileye dayanıyormuş Dorutay köylüleri. Üryan  Hızırlı ve Ağuiçenli Dedeler zaman zaman bu köye gelerek cem yapıyor ve  sorunları çözmeye çalışıyorlarmış. 
 
 YALINCAK ABDAL/YALINCAK SULTAN OCAĞI
 
 Yalıncak Sultan’ın türbesi Sivas Yalıncak Köyü’ndedir. Sivas’ın Hafik  ilçesi’ne bağlı Karayaprak Köyü’nde bu ocaksoylu dedeler bulunur. Köyün  tümü ocakzadedir.Yalıncak Abdal Ocağı’nın Sivas, Yozgat, Çorum, Malatya  ve Amasya yörelerinde talipleri bulunmaktadır.
 
 YANYATIR/YANINYATIR/YANYATIROĞULLARI OCAĞI
 
 İki Tahtacı ocağından bir diğeri olan Yanyatır Ocağı dedeleri İzmir  Narlıdere’de bulunurlar. Bu ocağın talipleri Hacı Emirli Ocağı’na oranla  daha fazladır. Bazı yazarlara göre Çepnilerle, Tahtacılar Narlıdere’ye  bağlıdır. (Erk 1954: 93,96; Şapolyo 1964: 257, 289) Yanyatır Ocağı’na  bağlı oniki tahtacı ocağı bulunmaktadır. Bunlar Çobanlı, Çaylak,  Sivrikülahlı, Cingöz, Üsküdarlı, Enseli, Ala Abalı, Çiçili, Mazıcı,  Kahyalı, Gökçeli ve Nacarlı Oymakları’dır. Tahtacı talipleri olan bu  oymaklar Kıbrıs, İzmir, Bergama, Menemen, Adana, Manisa Akhisar,  Balıkesir, Çanakkale yörelerinde yaşamaktadırlar. (Yörükan 1998:  178-209)