www.gilaniler.org Sitesine

http://www.gilaniler.org/

Duzgun Baba (ALEVİ PİR VE ERENLERİ)

DÜZGÜN BABA (ŞAH HAYDAR)

Dersim aşiretlerinden Kureyşan aşiretine bağlı bir ermiştir.Asıl adı Şah Haydar olmak üzere, Mahmud Hayrani'nin oğludur. Mahmud Hayrani ise Mevlana'nın bir müridi olarak tanınmış bir kişiliktir. Haci Bektaş-ı Veli'yle akrabalığı olduğunu savunan bir kavmin 9. ya da 11. atasıdır. Soy şeceresi bakımından Hacı Bektaş ile aynı İmama çıkar.

Mahmud Hayrani Zeve yakınlarında bulunan Zargovit tepesinde hayvanları otlatmak için bir ev yapar. Burada hayvanları ile meşgul olur. Kışın zemherinde keçilerinin gayet güzel beslendiklerini gören Seyyit Mahmud-i Hayrani "Acaba Şah Haydar bu kışın ortasında bu hayvanlara ne yediriyor ki hayvanlar bu kadar güzel besleniyorlar. " diye merak eder ve Şah Haydar ile hayvanların bulunduğu yere gider. Bir de bakar ki Şah Haydar elindeki çubuğu hangi meşe ağacına değdirse ağaç hemen yeşeriyor.Taze süsleniyor,keçiler de bu filizlerden yiyerek besleniyor.

Seyyit Mahmud-i Hayrani durumu görünce sesini çıkarmadan geri dönmek ister. Ancak o sırada bir keçi, birkaç kez üst üste hapşırır. Şah Haydar da Ne oldu, babam Dervis Mahmud'u mu gördün ki bu kadar hapşırırsın der ve arkasına baktığında babasının kendisine görünmeden gitmek istediğini görür.

Babasına bizzat ismi ile hitap ettiği için utanır, mahcup olur.Mahcubiyetinden kaçıp halen Düzgün Baba Dağı olarak söylenen bir tepeye çıkar ve burada mekan tutar.(Rivayet olunur ki Şah Haydar babasına ismen hitap ettiği için mahcubiyetinden ötürü kaçtığı zaman ayağında kışın karda giyilen hedik veya lekan varmış.Bu hediklerle Zargovit'ten Düzgün Baba tepesine kadar.

(takriben 5km) üç adım atmış, bastığı her yerde hedikler taşa iz bırakmış ve bu izler hala durmaktadır.)

Bir iki gün eve gelmeyen Şah Haydar'ın annesi endişelenir. Durumunu öğrenmesi için babasına rica eder. O da yanındaki müritlerine, Gidin bakın bakalım, bizim Şah Haydar ne alemde? der.

Müritlerinden birkaç kişi bu 2100 m. yüksekliğindeki dağın tepesine çıkar. Şah Haydar ile görüşürler. Durumunun iyi olduğunu, herhangi bir sorununun olmadığını öğrenirler ve tekrar Zeve'ye dönerler. Seyyid Mahmud-i Hayrani'ye Durumu düzgündü, merak edilecek herhangi bir şey yoktur.Selam ve hürmet eder ellerinizden öper. derler.

(Bu düzgündür sözü dilden dile dolaşır ve asıl adı Şah Haydar olan bu zata artık bir süre sonra Düzgün Baba olarak bir isim atfedilir. O günden bu güne Düzgün Baba olarak söylenir.)

Bugün dahi halk şifa bulmak için Düzgün Baba'ya gider adaklar adar ve ziyaret eder.