PİR SULTAN ABDAL
YEDİBÖLÜK KÖYÜ
ALEVİ YOLU VE ÖRETİSİ
SPONSOR
SAYAÇ
TAKVİM
GAYETE
İNFO
|
GELENEKLERİMİZ - Hüri
XURİ
Bu başlığın ne anlam içerdiğini, ve bunun altındaki yazı geleneklerimizin içindeki , hangi ayrıntıyı açıklıyacağını, yazımın akışı içinde izah etmeye çalışacağım. Anadolu da,çeşitli milliyetlere, ve uluslara bağlı etnik halklar zencirinin olduğunu, hepimiz biliyoruz. Ancak bu zengin mozaik içnde, toplumun sadece ulusal, etnik ve dinsel yönünü öne çıkararak bir takim bilgilere sahibiz. Diğer sosyolojik buyutundan, kültürel vs detayların tanıtımını, ya önemsiymedik, ve yahut, sahip olduğumuz değerlere kendimizi yakıştıramayıp, rahat yoldan, yadsımyı benimsedik. Çevremizde, tanınmış, Alevi inançlı, yedi bölük köyü, kendi içinde bile mahalle bazında farklı medeniyetlerin özlerini barındıran, kültürel olarak zengin bir köydür.Yedi bölük’te, Yaşam, İnanç, Kültür ve dil konusunu, değişik başlıklar altında, kısa tanıtımlar yaparak, bütününe ilişkin, bölümler oluşturacağım. XURİ: Yöresel ana dilimizde, Bir ailenin ilk çocuğuna verilen ad’dır.
Ayıca, Gökten yağmur ile birlikte yere düştüğüne inanılan, hindi yumurtasını andıran, yeşil renklı, üzeri beyazi, puanlarla süslü birkaç tane gök cisimlerinin bir arada bulunanların ismidir. Bir ekip taş grubu. Qevır’e ’XURİ’YE =( Xuri Taşı) Adından sözedilen, ailenin ilk çocuğu: Kız ve erkek,çocuk tarafından. Xuri taşları bir gün öncesinde, bir tas suyun içine koyulup, bekletildikten sonra, sürü komlarının içine gidilp, küçük baş hayvanların,üzerine doğru avuçlarıyla serpiştirilir.Önceden suya dualar edildiğinden, çocuklar sadece Kürtçe birşeyler söyliyerek, bir nevi ilaçlama işini bitirmiş olurlar. Ez, Xuri tu ne Xuri. Ez’qu hat’ım, tu bırew’bi.= Ben İlk’im, ‘’ sen değilsin. Ben gelince, sen kaçmalısın, şeklinde mırıldanılıp, bitimine kadar tekrar edilirdi.Bu uygulama, Bütün evcil hayvanlarının hastalıklardan esirgenmesi, için önceden,kışın yapılan bir bakıma( koruma) amaçlı önlem olarak inanılırdı.
Not: Hayvanlara muhtemelen, gelebilecek hastalığın,ismi de( Xuri)dir.Bunun dışında başka salgınların isimi de geçmektedir: (Çor) dabak,Xıştık, Yel vs. Xuri’nin daha ölümcül olduğundan, tedbiri ağırlığın, ona karş daha etkin alındığı, görülmektedir... Haydar DEMiRCi
Kurulum Tarihi : 05/10/2008 @ 22:20
Son Güncelleme : 19/07/2013 @ 23:07
Kategori : GELENEKLERİMİZ
Sayfa Oku 101 defa
Sayfayı Yazdır
Sayfayı Yazdır
Bu Makaleye Verilen Cevaplar
Cevap #1 |
yapımcı: Alisan
17/01/2009 @ 11:15 |
Anadolu ve mezopotamya , halkları yerleşik oldukları coğrafi konumları icabı, başta doğu olmakla beraber, batı medeniyetleriyle de, kültür etkileşimi içinde olmuşlardır. Doğuda, Rus, fars,Arap, Ermeni,ve diğer önasyada bulunan irili ufaklı, etnik köklere mensup, kabilelerin kültürlerinden, intisap'lar edinlimiştir.batı da ise,Grek, Arnavut, Bulgar, Sırp, vb halkların kültürlerine,etki ve katkı sunmalarının dışında, kendi kültürümüze de dışardan, etkileşimin yaşandığını bu devirde daha iyi anladığımızı, söyliyebilirim.
Köyümüzün geleneklerine damgasını vuran, asıl kültür, eski mezopotamya, uygarlığına özgü, hars ve miteolojik inanışların egemen olduğunu, söylemek abartı olmıyacağını da, karşılaştırdığımız gelenek ve göreneklerin benzerliklerinden ve tıpkısı uygulanan bazı retüellerimizden çıkarıyoruz.
Azarbaycan ve diğer bazı Türki medeniyetlerinde, dilden dile anlatılan büyük halk kahramanı, Köroğlu vb masallara konu olan nice isimlerin, bizimde masallarımızın içinde geçtiğini bilmiyenimiz yoktur sanırım.
Şaman kültüne bu denli yakınlığımz söz konusu olduğu halde, asıl ağırlığın, Zerdüşt ve onun da ötesinde, Mazdek ve hurrem'izm in yönünde olduğunu, yaşadığımz ve yaşatmaya çalıştığımz, kültürel geleneklerimizden anlaşılıyor.
Diğer yanıyla, en az etkilendiğimiz kültür, arap kültürü olduğunu da ifade etmek lazımdır. İslamın beş önemli şartlarından yalnızca birini uyguladığımız görülüyorki; bu da kelm'e yi şaaddettir. Medeniyetlerin doğuşu ve milletleşme süreçlerindeki yaşam ve iktisadi durumları dediğimiz geçim kaynakları, bazılarında hayvancılık, bazıların da da tarım ağırlıklı ve savaş ganimetlerinin paylaşımıdan oluştuğunu yazılı ve, hikaye edilmiş sözlü tarihsel, olguların bütünü içinde mevcut olduğu gerçeğidir. Kürtlerin eski ataları olan, gutiler, hayvancılıkla yaşamlarını sürdürüyorlardı. merkezi devlet yapıları mevcut değildi. Kabileler ve aşiretler halinde, her birinin yerleştiği, dağlık ve ovalık arazilerin üzerinde, kendi başlarına buyruk,yaşamayı seven bir halk olarak, yakın tarihimze dek geleneklerini sördürmeye çalışiyorlardı. Mitolojik tarıhlerde, başlıca evcil hayvanları, koyun, keçi, ve ayrıca mağaralarda yaşayan geyik türlerinin de olduğunu, şarık'a Şıvan hıkayesinde çıkarıyoruz. Şarıka şıvan; Yabani geyiklerin çobanı olan bir melektit.
Biz küçükken kuzuları otlattığımız zaman, kaybulmamaları için ve fahşi hayvanların saldırısından kurtulmarını sağlamaya ''Şarık'a şıvana yakarışlarımızla onların korunduğuna inanıyorduk.
Qar'ı Golıke' mın temam'ın Şarık'a şıvan durabi İmam Hüseyin perabi
Bu tekerlemelerin ötesinde, ayrıca kaybolan, hayvanlarımızın canavara denk gelmemesi ve rastladında da kurt'un etkisizleşmesi için ''Kutr'un ağzı bağlanırdı. Köylerimizde kurt ağzını bağlayan ocakzadeler ve,şahsi olarak bu işleri yapacak maharatlara sahip etkin zenaat erbabının bi hayli çok olduğunu görmüştüm. Üzerinde bu denli titrenilen, tek yaşam kaynağımız olan evcil hayvanlarımızın, korunup, telef olmalarını önlemek için daha nice retüeller ve inanelerimizin olduğunu tahmin ediyorum.
İçimizden henüz geleneklerimizi unutmayan, birçok insanımızın olduğunu düşünüyorum. Keşke eksik bırakılan, diğer önemli ayrıntıları bizimle paylaşsalar. ne dersiniz?
|
Gımgımın Adı , Halkı ve Bazı Köy Adlarının Tarihi Kaynakları
| ÜYE GİRİŞİ
350 üye
Bağlı Kullanıcılar
( Hiçkimse )
ARAMA
ANKET
KİTAP KÖŞESİ
GÜNCEL HABER
RSS HABER
|