Günün Sözü :  Sitemize Hoşgeldiniz Gılaniler Web Sitesi Köyümüzün Tanıtımı Görevi Üslenmiş Bir Sitedir. Herşey Unutturmamak Adına   
PİR SULTAN ABDAL

pir_sultan.jpg

YEDİBÖLÜK KÖYÜ

Kapat AA...ÖNSÖZ

Kapat ANILARLA SİFON

Kapat AĞIT

Kapat DİL

Kapat EĞİTİM

Kapat GELENEKLERİMİZ

Kapat GENÇLİK ETKİNLİĞİ

Kapat GENÇLİĞİMİZ

Kapat GURBETTEKİLER

Kapat GÖRÜŞ

Kapat HARİTA

Kapat KAYIPLARIMIZ

Kapat KUSPO 3,6 HAZİREN 2010

Kapat KUSPO VİDEOLARI

Kapat KÖY RESİMLERİ

Kapat KÖY VİDEOLARI

Kapat KÖYÜMÜZÜN OZANLARI

Kapat KÜLTÜTÜMÜZ

Kapat KÜRT SORUNU

Kapat NUFUS

Kapat PROJELERLER

Kapat SANAT

Kapat SEMTLARIMIZ

Kapat SOYAĞACIMIZ

Kapat SİFONDA DEDELİK

Kapat TARİHİ BELGE

Kapat TARİHİMİZ

Kapat TARİHİMİZDE İZBIRAKANLAR

Kapat YAZ ETKİNLİKLERİ

Kapat YORUM

Kapat YÖRESEL ATA SÖZLERİMİZ

Kapat YİTİRDİKLERİMİZ

Kapat ÖYKÜLER

Kapat ŞADİ AŞİRETİ

Kapat ŞİRANIN KÖYLERİ

ALEVİ YOLU VE ÖRETİSİ

Kapat ALEVİ PİR VE ERENLERİ

Kapat ALEVİ DERGAHLARI

Kapat ALEVİ OCAKLARI

Kapat ALEVİ SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ

Kapat ALEVİ ÖĞRETİSİ

Kapat ALEVİLİKTE KURBAN

Kapat ALEVİLİĞİN GİZLİ TARİHİ

Kapat ALEVİLİĞİN TARİHSEL BOYUTU

Kapat AYİN-İ CEM

Kapat BATAL GAZİ

Kapat BOZ ATLI HIZIR

Kapat BÜYÜK OSMANLI YALANI

Kapat CEM VE 12 HIZMET

Kapat DERGAH DEVLETLERİ

Kapat DİL KURUMUNCA ALEVİLİK

Kapat EHL-İ BEYT'LER ALEVİMİ

Kapat HACİ BEKTAŞ VBELİ

Kapat LUVİ`LER ALUVİLER

Kapat OZANLARIMIZ

Kapat TURNA KUÇU

Kapat TURNA KUÇU SÜRATINDA MURŞİT

Kapat VARİDAT

Kapat YAS-I MATEM

Kapat YEDİ ULU ALEVİ OZANI

Kapat İNAÇ BOYUTUYLA ALEVİLİK

SPONSOR
SAYAÇ

   Ziyaretçi

   şu An Bağlı

TAKVİM
GAYETE
Site Hakkında Bilgilendirilmek için Gazetemize Katılınız.
Katıl
Çık
3 Katılımcılar
İNFO
news.gifHABERLER


ABD'DE ALEVİLER ADINA BİR İLK - yapımcı: AbidinSari 30/09/2010 @ 20:52

ABD'DE ALEVİLER ADINA BİR İLK
ABD’de yaşayan Aleviler, ABD tarihinde ilk kez Aleviler adına bir eylem gerçekleştirecek ve Tayyip Erdoğan'ı protesto edecek. ABD’de yaşayan Aleviler, ABD tarihinde ilk kez Aleviler adına bir eylem gerçekleştirecek. Erdoğan’ın Alevilerle ilgili nefret söylemini kınamak amacıyla yapılacak ilk etkinlik, Alevilerin örgütlü mücadelesinin yeni bir aşamaya da ulaştığının habercisi…

Türkiye’de Alevilikle ilgili ilk bildiri 1963 yılında “Seyfi Oktay, Mustafa Timisi, Engin Dikmen ve Ali İlhan”ın imzalarıyla yayınlanmıştı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Alevilerin kamuoyu önünde gerçekleştirdikleri ilk basın toplantısıydı. Sözkonusu bildiri, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda Alevilerin de temsil edilmesini öngören yasa tasarısının meclise sunulmasından sonra sağcı basın tarafından yürütülen çirkin kampanya idi. Sağcı gazeteler, Alevilerin Diyanet’te temsil edilmesiyle “mum söndü” törenlerinin camilerde yapılmaya başlanacağı iftirasında bulunuyorlar, Aleviler için “sapkın inanç mensupları” ifadelerini kullanıyorlardı. Seyfi Oktay, Mustafa Timisi, Engin Dikmen ve Ali İlhan adı üniversite öğrencileri, işte bu çirkin kampanyayı kınamak için bildiri yayınladılar ve bu bildiri, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Aleviler adına bir ilk oldu. Aynı grup, “Türkiye’de laiklik ve tatbikatı” konulu bir panel de düzenleyerek, Türkiye’deki laiklik uygulamasını tartışmaya açmışlardı.

ABD’de bir ilk oluyor
Şimdi ABD’de de Aleviler, bir başka ilke imza atıyorlar. Tıpkı 1963’te Alevilere yönelik iftira kampanyasına tepki gösterildiği gibi, ABD’de de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın referandum mitinglerinde Aleviler için kullandığı ayrımcı ve bölücü ifadeleri mahkum edilecek. “Özgürlüğün engellerinin kaldırılmasını amaçlar” sloganıyla 1996 yılında kurulan “Pazar Sohbetleri” grubu, 2 Ekim Cumartesi günü New York’ta A La Turka Sultan Restaurant’ta basın toplantısı yapacak ve Başbakan Erdoğan’a tepkilerini dile getirecek.

Basın toplantısında İngilizce ve Türkçe olarak okunacak o metin ve imzacı kurumlar şöyle:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞBAKANI’NIN ALEVİ KARŞITI SÖYLEMİNİ ŞİDDETLE KINIYORUZ

Aşağıda imzası olan dernek ve grupların, Alevi ve Alevi olmayan, dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan üyeleri olarak bizler, Türkiye’nin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son zamanlardaki Alevi karşıtı söylemlerinden ve AKP hükümetinin Alevi kökenli kişileri sivil ve askeri bürokrasiden tasfiye etme yönündeki çabalarından derin endişe duymaktayız.

12 Eylül, Pazar günü oylanan (kimi hukukçulara göre yargının yürütmeden bağımsızlıgını ortadan kaldıracak) anayasa değişikliklerine ‘evet’ oyu verilmesi için yaptığı miting konuşmalarında, Erdoğan muhtelif defalar Alevileri hedef alan “yargıda belli bir mezhebi grup var,” “bana Alevi hakimler ceza verdi” türü sözler etmiştir. Ayrica, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun bazı üyelerinin Alevi kökenlerini ima ederek “dedelerden artık talimat alınmayacak” ifadesini kullanmıştır. Hem Tayyip Erdoğan hem de Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek gibi AKP’nin diğer üyeleri, ana muhalefet partisi CHP’nin yeni başkanı Kemal Kılıçtaroğlu’nun Aleviliğini (ve Kürtlüğünü ve kimi iddialara göre annesinin Ermeniliğini) kamuoyu önünde defalarca ve alaycı bir tavırla vurgulamışlardır. Bu talihsiz durumu daha da vahim kılan, kaynağı bizzat MHP genel başkanı Devlet Bahçeli olan, AKP’lilerin MHP’nin tabanına “yüksek yargıdan Alevileri temizliyoruz” şeklinde propaganda yaptıkları yönünde basında çıkan haberlerdir. Tüm bunlar, kabul edilen bazı anayasa değişikliklerinin Alevi karşıtı amaçlar taşıdığı yönündeki korkuları arttırmakta ve teyit etmektedir.

Biz inanıyoruz ki başbakanın ve partisinin bü tür söylemleri ve uygulamaları Türkiye Devleti’nin Alevi vatandaşlarının anayasal haklarını ihlal etmekte ve demokratik değerler ve insan hakları ile doğrudan çelişmektedir. Bizler ayrıca, bu tür provakatif ifade ve uygulamaların, yakın geçmişte muhtelif kereler örneklerini gördüğümüz türde toplumsal çatışamaları tetikleyebileceği yönünde ciddi kaygılar taşımaktayız.

Bu yüzden bizler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, kendisinin ve partisinin şu ana kadar yaptığı Alevi karşıtı ifadelerini geri almasını, kendisinin ve partisinin ayrımcı söylemlerine ve ugulamalarına derhal son vermesini ve kamuoyu önünde bunlardan dolayı özür dilemesini istiyoruz. Ayrıca hem siz basın mensuplarını, hem de demokratik değerleri ve insan haklarını savunan, Türkiye’deki ve dünyadaki tüm sivil toplum örgütlerini Türkiye’deki Alevi toplumunun sorunlarına karşı daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.

Aleviler Kimdir?
Türkiye dışında şaşırtıcı derecede az tanınan Aleviler ve onlarla iç içe geçmiş Bektaşiler Türkiye’deki en büyük ikinci inanç grubudur ve genellikle ilerici ve seküler siyasi tavırlarıyla bilinirler. Türkiye nüfusunun %15 ile % 25 arası bir bölümü Alevidir, ayrıca Balkan ülkelerinde yaşayan küçük Alevi-Bektaşi toplulukları da vardır. Alevilik ortodoks İslam’dan, Sufism ve İslam öncesi mistik geleneklerle olan bağlantısı; şer’î kuralları ve cinsiyet ayrımcılığını kabul etmeyişi; ve hem erkeklerin hem kadınların katıldığı, müzik eşliğinde deyişler okunan ve semah dönülen toplu ibadetleri ile ayrışır.

Geçmişte Aleviler, onlara dinsel ve siyasal alandaki muhalif tavırları nedeniyle şüpheyle bakan Sünni çoğunluğun ve devlet otoritelerinin korkusuyla ibadetlerini gizli yaparlardı. Aleviler 1950’lerden itibaren köylerden kentlere göçetmeye başladılar, ama 1980’lerin sonu ve 90’ların başında yaşanan Alevi kültürel canlanışına kadar Alevilik Türkiye’de üzerinde konuşulmayan ve yazılmayan bir tabu olarak kaldı. Bu tarihten sonra Alevi inanç ve kültürü toplumda büyük görünülürlük kazanmış olmakla birlikte, Aleviler halen inanç özgürlüğünün temel haklarından mahrumdurlar. İbadethaneleri olan cemevleri halen yasal olarak kabul edilmemekte ve Alevi çocukları ilkokuldan lisenin sonuna kadar verilen zorunlu din derslerinde Sünni-ortodoks İslam’ın gereklerine göre eğitilmektedir.

İMZACI KURUMLAR:
* PAZAR SOHBETLERİ: New York, 1996
* KANADA ALEVİ KÜLTÜR MERKEZİ, Toronto, 1996
* AMERİKA ALEVİ KÜLTÜR MERKEZİ, New York, 1997
* ROCHESTER ALEVİ CEMAATİ, Rochester, 2010
* AVRUPA ALEVİ BİRLİKLERİ KONFEDERASYONU,Köln-Germany, 2002
* ALEVI-BEKTAŞİ KURULUŞLARI FEDERASYONU, Ankara-Turkey, 2003

* PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ, Turkey, 1988
* CEM VAKFI, Istanbul, TURKEY, 1995
* ALEVİ ENSTİTÜSÜ, Ankara-Turkey, 2008

Kelime ATA/ habercek.com - 28 Eylül 2010

HACIBEKTAŞ 'KERBELA' ÇÖLÜNE DÖNDÜRÜLDÜ - yapımcı: AbidinSari 30/08/2010 @ 13:18

HACIBEKTAŞ 'KERBELA' ÇÖLÜNE DÖNDÜRÜLDÜ
NEVŞEHİR'in Hacıbektaş İlçesi'nde, 257 bin TL'lik elektrik alacağını gerekçe göstererek yaklaşık 15 saat 5 içme su pompasının elektriğini kesen Meram Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (MEDAŞ)'a, bir protesto yürüyüşü düzenleyen vatandaşlar tepki gösterdi. Susuzluk nedeniyle sokağa inen vatandaşlar, MEDAŞ İlçe Müdürlüğü binasının önüne siyah çelenk bırakarak, protesto etti.
HacibektasSusuz.bmp

Yaklaşık iki gün önce elektrik borcunu gerekçe göstererek Hacıbektaş Belediye Hizmet binası başta olmak üzere araç ve malzeme bakım kademesinin elektriğini kesen MEDAŞ, son olarak ilçe genelinin içme suyunun sağlandığı Yanlızağa mevkiindeki su kuyusun su pompalarının elektriğini kesti. İlçeye su verilememesi nedeiyle vatandaşlar, su ihtiyaçlarını mahalle çeşmeleri ile gidermeye çalıştılar.

Hacıbektaş ilçe halkı, Ramazan ayı ortasında susuz kalma olayını protesto etmek üzere Cumhuriyet Meydanında toplandı. Yaklaşık bin kişilik topluluk ellerindeki, ‘Ramazan MEDAŞ'ın ceza ayı mı?’, ‘MEDAŞ sularımızı neden Ramazanda kesiyor?’, ‘Hacıbektaş halkına ceza, ilçe Kerbela’, ‘Halkın sağlığı ile oynanmaz, ölmek istemiyoruz’, ’Hacıbektaş’ı kimler boğmak istiyor’, ‘iktidar ve muhalefet neden var’, ‘ilçemizin dışında MEDAŞ'a borcu olan yok mu?’, şeklindeki pankartlar ve Hacıbektaş Kerbela olmayacak ve su istiyoruz şeklindeki sloganlarla Cumhuriyet meydanından başlayarak Nevşehir Caddesi boyunca yürüyerek MEDAŞ i lçe hizmet binasına geldi.

HACIBEKTAŞ'I CEZALANDIRICAĞINIZA TÜRK BAYRAĞI'NIN HALİNE BAKIN
Hizmet binası giriş kapısına üzerinde, “Hacıbektaş'ı boğmak isteyen MEDAŞ'ı kınıyoruz’, yazılı siyah çelengi bırakan Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu bina önünde dalgalanan yırtık bayrağa da tepki gösterdi. Selmanpakoğlu, “İşte MEDAŞ buna bakacak. Hacıbektaş'ı cezalandırmanın yollarını arayacağını,önce Türk Bayrağı’nın haline bakacak” dedi.

İstiklal Marşı eşliğinde Yırtık bayrağını Hacıbektaş Belediyesi’nden getirdiği yeni Türk bayrağı ile değiştiren Hacıbektaş Belediye Başkanı Selmanpakoğlu, daha sonra Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtına çelenk sunarak saygı duruşunda bulundu.

‘HACIBEKTAŞ KERBELA ÇÖLÜNE DÖNDÜRÜLDÜ’
Hacıbektaş Belediyesi'nin su motorlarının elektrik borcunu bahane ederek kestiğini dile getiren Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, şunları söyledi: “MEDAŞ, hiçbir borcu olmadığı halde önce araç ve malzeme bakım kademesinin elektriğini kesti. Sonrasında yine borcu olmayan belediye hizmet binasının elektriğini kesti. 16 Ağustos Hacıbektaş Velmi Anma Kültür ve Sanat etkinlikleri öncesinde onarım yapıyoruz diye su motorlarının elektriğini bölüm bölüm keserek Hacıbektaş halkına düzenli su verilmesini önledi. Törende su kesintisi yapmaya zorlandı. 26 Ağustos tarihinde de insanlıkla bağdaşmayan bir anlayışla kimin kimden aldığı bilinmeyen talimatıyla olsa gerek, ilçeye su sağlayan su motorlarının elektriğini kesti. Ramazan ayında Hacıbektaş Kerbela Çölüne döndürüldü” diye konuştu.

Hacıbektaş Belediyesi'nin MEDAŞ'a su motorlarından kaynaklanan yasal faizi ve gecikme bedeli ile birlikte 257 bin 467 TL borcumuz var. Bu motorlarının aylık 30 bin TL elektrik masrafına 20 bin TL'lik taksit eklenmek suretiyle Hacıbektaş Belediyesi'nden ödeme isteyen MEDAŞ'ın bu beklentilerine kısıtlı imkanlara sahip olan Hacıbektaş Belediyesi'nin karşılık vermesi mümkün değil. Yaşanan tüm bu gelişmelere karşın Hacıbektaş Belediyesi olarak su motorlarının elektrik ücreti olarak 9 aylık zaman dilimi içerisinde 111 bin 800 TL'lik bir ödeme yapıldı. Elektrik Tüketim Vergisi olarak tahsil etmemiz gereken 45 bin TL. MEDAŞ'tan tahsil edilemeyince, MEDAŞ'a ödenen para da 156 bin 800 TL olmuştur. Her vatandaşın önce insan olması, sonra yaşamını sürdüren canlı olması nedeniyle sosyal devlet anlayışı içinde desteği ihtiyacı vardır. Nüfusu 5 bin 300 olan Hacıbektaş ilçesinin halkının ödediği su parası ve diğer gelirler yeterli değildir.Bizi boğmak isteyen ve Hacıbektaş'ı Kerbela'ya çeviren MEDAŞ'ın bu tutumunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.”

Daha sonra basın mensuplarının MEDAŞ'ın aldığı bu karardan geri adım atmaması halinde nasıl bir tablonun ortaya çıkacağına yönelik sorusuna cevap veren Selmanpakoğlu “MEDAŞ, Ramazan Bayramı sonuna kadar kapattığı elektriği açtı. Ancak Bayram sonunda borcun ödenmemesi halinde,tekrar keseceği müjdesini de verdi. Biz elektriksiz ve susuz kalmamak için her türlü yöntemi kullanacağız. Belediyenin gelirlerini artırma yoluna gideceğiz” diye konuştu.
Ahmet KORKMAZER/NEVŞEHİR, (DHA) - Vatan - 28 Ağustos 2010




HACIBEKTAŞ'TA SUSUZLUK PROTESTOSU
Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde belediyenin Meram Elektrik Dağıtım Şirketi'ne (MEDAŞ), borcu nedeniyle ilçeye içme suyu dağıtan su motorlarının elektriği kesildi. İlçe halkı susuz kaldı. Hacıbektaş halkı da MEDAŞ'ın elektriği kesmesini protesto etti.

Belediyenin MEDAŞ'a olan yaklaşık 260 bin TL borcu nedeniyle içme suyu deposundaki motorları çalıştıran elektriği kesmesini protesto ekmek isteyen halk, Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu ile ilçe meydanında toplandı.

Ellerinde, ''Hacıbektaş halkına ceza, ilçe Kerbela'', ''Ramazan MEDAŞ'ın intikam ayı'', ''İktidar, muhalefet niçin var'', ''Hacıbektaş'ı kimler boğmak istiyor'' yazılı pankart taşıyan kalabalık, ''Hacıbektaş Kerbela olmayacak'' şeklinde slogan atarak, MEDAŞ binasına doğru yürüdü.

Bina girişine, üzerinde ''Hacıbektaş'ı boğmak isteyen MEDAŞ'ı kınıyoruz'' yazılı siyah çelenk bırakan kalabalık, bina önündeki direkte dalgalanan Türk bayrağını, ''eski ve kirli'' olduğu gerekçesiyle indirerek, İstiklal Marşı eşliğinde göndere yeni bayrak çekti.

Vatandaşlar, buradan ilçe meydanına yürüdü. Belediye Başkanı Selmanpakoğlu, meydandaki Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktı.

Selmanpakoğlu, burada yaptığı konuşmada, içme suyundan elde ettikleri gelirin, elektrik borcunu ödemeye yetmediğini belirterek, ''Su motorlarının aylık gideri 30 bin liranın üzerinde. Belediyenin su gelirleri ise 20 bin lira. Buna rağmen borcumuzu ödemek için gayret gösteriyoruz. İlçe, ramazan ayında Kerbela çölüne döndü. Bizi boğmak istiyorlar'' diye konuştu.

-BAYRAM SONUNA KADAR SORUN ÇÖZÜLDÜ-
Öte yandan, Hacıbektaş Kaymakamı Mustafa Eldivan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Nevşehir Valisi Osman Aydın ile Ramazan Bayramı sonuna kadar sorunu çözdüklerini ve içme suyu dağıtan su motorlarına MEDAŞ tarafından yeniden elektrik verilmesini sağladıklarını açıkladı.

Eldivan, ''Halkımızın Ramazan Ayında ve bayramda mağdur olmaması için Valimiz Osman Aydın'ın girişimleri sonucu MEDAŞ Genel Müdürlüğü ile görüşüldü. Yapılan görüşmelerde ilçeye su dağıtan motorların elektriği yeniden verildi. Sorunun kalıcı çözümü için girişimlerimiz sürecek'' dedi.
STAR - 28 Ağustos 2010

RECEP TAYİP ERDOĞAN ve AKP KİMDİR!!! - yapımcı: AbidinSari 30/08/2010 @ 13:16

RECEP TAYİP ERDOĞAN ve AKP KİMDİR!!!
EBU SUUD ŞEREFSİZİYLE GURUR DUYAN BİR GÜRUH
Recep Tayyipin Çorum mitingindeki önemli bir detay ! Başbakanın Çorum mitingini dinleyen oldu mu bilmiyorum. Haberlerde özetini izledim, kanım dondu.

Recep Bey diyor ki ;
''Millet olarak Çorum'la, Çorum'un yiğitliğiyle, mertliğiyle, gözü pekliğiyle her zaman gurur duyduk, nasıl ki Çorum bu topraklardan yetişmiş Akşemsettin Hazretleriyle, Ebusuud Efendi'yle, Koyunbaba'yla, İskilipli Atıf Hoca'yla gurur duyuyorsa, bizler de Çorum'la gurur duyuyoruz. Biz sizlerle gurur duyuyoruz.''
EbuSuudveRecepTayip.bmp

Ve bu sözler hiç kimse tarafından gündeme getirilmedi, eleştiri konusu yapılmadı.
Peki kim bu Ebu Suud efendi, kim bu İskilipli Atıf hoca?
Çorumlular neden bu hemşehrileriyle gurur duysunlar ki?
Çorum başka adam mı çıkaramamış yüzyıllardır?
Ebu suud efendi'yi kısaca tanıtayım.
Yuvuz Sultan Selim'in Şeyhül İslam'ı. Alevilerin, canları, malları, namusları size helaldir diye fetva veren şerefsiz.

İster okla, ister mızrakla, ister bıçakla olsun alevilerin kestiği mırdardır, yenilmez diyen yobaz. Bu şerefsize sorarlar, elimize geçirdiğimiz alevi kadınlarını ne yapalım diye ? Verdiği cevap, ''BELİNİZE KUVVET '' İşte bu şerefsizle Çorumlular gurur duymalıymış Recep Bey'e göre..

Peki ; İskilipli Atıf Hoca kimdir ?
İstiklal savaşında Mustafa Kemal isyankardır, katli vaciptir, Yunan askerleri, padişahımız efendimizin daveti üzerine gelmişlerdir, onlara saygılı olalım diye yazılar yazan bir şerefsizdir.
Türk askerlerine yazdığı mesajlarla, Türk askerinin cepheden çekilmelerini istemiş, padişahımın emirlerine karşı gelmeyin, Mustafa Kemal'e karşı gelin mealindeki yazıları Yunan uçakları tarafından cephedeki mevzilere atılmış, askerin dağılması amaçlanmıştır. Zaferden sonra istiklal mahkemelerinde yargılanmış ve asılmıştır.

Ve Recep Bey Çorumluların bu şerefsizle gurur duymaları gerektiğini haykırmaktadır.
Kanım dondu...
Nutkum tutuldu....
Ve hiç kimsenin gıkı çıkmadı bu konuda.
Erzurumlunun dediği gibi ÖRT Kİ ÖLİM....
Veysel TUNÇ 21.08.2010

Ebu Suud Kimdir!!!
Yavuz Sultan Selim Kimdir!!!
İskilipli Atıf Kimdir!!!
AKP ve Recep Tayip Erdoğan'ın ALEVİLİĞİ 657’LE ‘’BERTARAF’’ ETME OYUNU
ALINTI:http://www.alevilerden-ozurdile.com/

AKP IRKÇI ve FAŞİSTTİR; İŞTE BELGESİ - yapımcı: AbidinSari 18/08/2010 @ 14:55

AKP IRKÇI ve FAŞİSTTİR; İŞTE BELGESİ
Ankara'nın ırkçı ve Faşist uygulamalarıyla ünlü Büyük Şehir Belediye Başkanı yalama,yalaka ve yandaş televizyonlara çıkıp şöyle diyor:
''Kılıçdaroğlu'nun babası Alevi Annesi Ermeni, kendisi Alevi annesi Ermeniyse ne var bunda''

Ardından aynı anlayış ve düşüncenin baş aktörü miting meydanlarında boy polemiğine vurgu yaparken şöyle haykırıyor, HAYIR HAYIR haykırmıyor adeta kin kusuyor:
''Boy değil, soy önemli SOOOYYYYYY''
Bir figüran annesi Ermeni diye kampanya yapıyor baş aktör de SOY kampanyası.Peki bunun dünya penceresinden görünen adı nedir?
Açıkça bir IRKÇILIK değil mi?


Aynı baş aktör referandum için memurları, sendikaları ve Sivil Toplum Kuruluşlarını tehdit ediyor ve aynen şu ifadeleri kullanıyor:
''Bitaraf olan BERTARAF olur, Taraf olmayan BERTARAF olur''
Bertaraf edilmenin ne demek olduğunu bu ülke topraklarında 2.Mahmut, 2.Murat, Yavuz Selim, 2.Selim, 1.Ahmet, 4.Mehmet, Çelebi Mehmet, M.Kemal, Mustafa Muğlalı, Sakallı Nurettin Paşa, İnönü, Kazım Karabekir, Celal Bayar, Topal Osman, Menderes, Kenan Evren'lerden çok iyi biliyoruz.
Dünya bertafaf etmenin ne olduğunu HİTLER faşistinin NAZİ Almanyasında YAHUDİLERE yaptıklarıyla öğrendi tanık oldu.
Ermenilere, Alevilere, Kürtlere yapılan vahşetin izleri de tanıkları hala ortada durmaktayken bu ülkede 1.RECEP'lere fırsat vermeyeceğiz. BERTARAF etmenin YOKETMEK olduğu gerçeğine göre şimdi bu ifadenin anlaşılır biçimiyle adı nedir?
Açık ve net olarak FAŞİSTLİK değil mi?


Soy ve sop değil önemli olan oysa, önemli olan insanın ASİL ve SOYLU olabilmesi ve davranabilmesidir.
Marifet KALENDER olabilmekte, ASİL davranabilmekte hüner.
Başörtüsü mağduriyeti için 15 yaşındaki kız çocuğunu telefonla arayıp soranların; aynı yaştaki Alevi kız çocuklarının Amasya da baskı ve şiddete maruz kalması karşısında ses çıkarmıyorsa, senin asilliğinden, soyluluğundan,kalenderliğinden,akilliğinden söz etmek; dürüstlüğü omuzlarına APOLET olarak takmak mümkün değildir.
O omuzlara zaten bizim bir şey takmamıza gerek de yok , kendi kendilerine takmışlar bize düşen sadece o apoletlerin adını telefuz etmek; Bir omuzda IRKÇILIK diğerinde FAŞİSTLİK...


NOT:
Aynı zihniyetin DERSİM SOYKIRIM ve KATLİAMI için sarfettiği ''VERGİ VERMEDİLER DİYE 50 BİN DERSİM'LİYİ UÇAKLARLA BOMBALAYIP KATLETTİLER''
sözü bir itiraf belgesidir ve bu belge hukuksal mücadelede delil olarak kullanılabilirliği açısından önemlidir. Bu gün aynı ülkeyi kendilerinin yönettiği gerçeğini unutan ve aynı tarz çalışma programlarıyla ASİMLE politikaları geliştiren ve uygulayanların bu gün kendileri olduğu aşikarlığını görmezden gelen güruh düşünce sahtekar ve iki yüzlülüklerini de bu şekilde belgelemiş bulunmaktalar.
ALINTI:http:www.alevilerden-ozurdile.com
dersim_resim_002.bmp

ŞERİATA DOĞRU ADIM ADIM:KIZ-ERKEK AYRI OKULLARA - yapımcı: AbidinSari 09/08/2010 @ 10:31

ŞERİATA DOĞRU ADIM ADIM:KIZ-ERKEK BAŞKA OKULLARA
PRENSiPLi BAKAN
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, ortaöğretimde kız ve erkek çocuklarının ayrı ayrı eğitim görmesini çağ dışılık olarak değerlendirenleri doğru bulmadığını belirterek, bu tür önerilerin uygulanmasında bir sakınca görmediğini dile getirdi. Çubukçu, “Bu meseleyi çağ dışılık, haremlik selamlık olarak değerlendirme her şeyden önce eğitimin planlanması acısından bilimsel değildir” dedi.

Çubukçu, ortaöğretimde kız ve erkek çocukların ayrı okullarda okuması fikrine prensipte karşı olmadığını dile getirdi. Muş-Bitlis ziyareti kapsamında Muş’a gelen Bakan Çubukçu, ortaöğretimin zorunlu bir eğitim olmadığını ve bu tür önerilerin uygulanmasında bir sakınca görmediğini ifade etti. Kız ve erkek çocuklarının ortaöğretimde ayrılmasına çağ dışılık değerlendirilmesi yapıldığını söyleyen Bakan Çubukçu, bu gibi değerlendirmeleri ise doğru bulmadığını vurguladı. Bakan Çubukçu, “Kız öğrencilerin bir okulda erkek öğrencilerin bir okulda okuması Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren uygulanmış bir projedir. Bu proje dünyanın her yerinde uygulanmış ve devam eden bir projedir. Bu meseleyi çağ dışılık, haremlik selamlık olarak değerlendirme her şeyden önce eğitimin planlanması acısından bilimsel değildir. Bu yaklaşımı doğru bulmuyorum. Ben bu düşünceye prensipte karşı olmadığımı da açıkça ifade etmek istiyorum” diye konuştu.

SAYLAN’A NİYE TEPKİ GÖSTERMEDİLER?
Bu öneriyi Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı Başkanı Türkan Saylan’ın da gündeme getirdiğini iddia eden Bakan Çubukçu, “Türkan Saylan bu önerisini gündeme getirdiği zaman kimse ona tepki göstermemişti” dedi. (MUŞ)

ÖTEKİLEŞTİRME ZİHNİYETİNİN ÖRNEĞİ
Eğitim Sen yazılı bir açıklama yaparak, 26-30 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen Ege Bölge Çalıştayına “kız-erkek okullarının ayrılması” önerisinin getirilmesini eleştirdi. Önerinin, Çalıştaya İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından “kız çocuklarının okullaşması önündeki engellerin aşılması” gerekçesi ile sunulduğu hatırlatılan açıklamada, ayırma önerisi kente göçle gelenleri “ötekileştirme” zihniyetinin örneği olarak yorumlandı.

Açıklamada, “Eğitimde muhafazakarlaşmanın yeni bir adımı” olarak tanımlanan önerinin, “Kasım ayında gerçekleştirilecek 18. Milli Eğitim Şurası’nda tartışılacak mı” sorusu henüz netlik kazanmadı. Ege Bölge Çalıştayına Eğitim Sen temsilcisinin çağırılmadığı belirtilen açıklamada, sendikanın “çalıştay raporuna öneri ekleme” talebinin de kabul edilmediği bildirildi.
(Ankara/EVRENSEL) - 08.08.2010



KARANLIĞA YELKEN AÇAN AKP'NİN OKULLARDAKİ 2010 AÇILIMI
“Kız-Erkek Okulları Ayrı Olsun”
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğünün “kız-erkek okullarının ayrılması” önerisi, çeşitli açılardan üzerinde durmaya değerdir. Bu öneri her şeyden önce eğitimde muhafazakârlaşmanın yeni bir adımıdır. Ayrıca bunun için öne sürülen gerekçe de son derece manidardır ve İzmir’de yaşayan yurttaşların bir kısmını ötekileştirmeye hizmet eder niteliktedir.

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, söz konusu öneriyi, eğitim sistemimizin geleceğine ilişkin önemli kararların alınacağı 18. Milli Eğitim Şurası kapsamında gerçekleştirilen Ege Bölge Çalıştayında gündeme getirmiştir. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Çalıştaya sunduğu raporda, ortaöğretime erişim ve devamın sağlanmasında bölgesel, kültürel ve geleneksel nedenlerden dolayı sıkıntı yaşandığına dikkat çekildikten sonra bu sıkıntının ortadan kaldırılması için kız ve erkek okullarının belirli bölgelerde ayrı ayrı kurulması önerisi dile getirilmiştir.

Önerinin basına yansımasının ardından açıklama yapma gereği duyan İl Milli Eğitim Müdürlüğü, “kente göçle gelenler”in kültürel nedenlerden dolayı kız çocuklarını okula göndermediklerini ve ayrı okul önerisinin bu kız çocuklarının okullaşması önündeki bu engelin aşılmasında etkili olabileceğini dile getirmiştir.

Kız ve erkek okullarının ayrılması konusu, zaman zaman okullarda artan cinsel istismar olaylarına karşı önlem olarak dile getirilmektedir. Gerek İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğünün dile getirdiği “kente göçle gelenlerin kültürlerinden kaynaklı engeller” gerekçesi gerekse de okullarda artan şiddet ile cinsel istismar olaylarının azaltılması gerekçesi, kız ve erkek okullarının ayrılması önerisin haklı çıkarmaya yetmemektedir.

Her şeyden önce “kültürel nedenlerden dolayı kız çocuklarının karma okullara gönderilmediği” iddiası, somut verilerle desteklenmediği sürece kente göçle gelen yurttaşların ötekileştirilmesine ve damgalanmalarına hizmet etmekten başka anlam taşımaz. “Kente göçle gelenler”in ne kadarı kız çocuklarını okula göndermemektedir ve bunların da ne kadarı “kültürel nedenlere” dayanmaktadır ki, İzmir İl Milli Eğitim Müdürü buna dayanarak kız-erkek okullarının ayrılması önerisi yapabilmektedir. Buna verilebilecek somut, olgusal bir yanıt yoktur. Peki, öyleyse söz konusu öneriyi nasıl yorumlayabiliriz?

Mevcut iktidar döneminde Milli Eğitim bürokrasindeki kadrolaşmayı ve bu kadrolaşmaya hâkim olan dünya görüşünü göz önüne aldığımızda bu önerinin kadın-erkek mekânlarının ve uğraşılarının ayrılması doğrultusundaki muhafazakâr dünya görüşünün, ilköğretime kadar indirilmesiyle ilgili olduğu düşünülebilir. Bu gerçeği örtmek için öne sürülen “kente göçle gelenlerin kültürleri” gerekçesi de ülkemizde giderek artmakta olan ötekileştirmenin başka bir örneği olmuştur.
Saygılarımızla.
08.08.2010
Güven BOĞA
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı

İlk SayfaÖnceki [ 1 2 3 4 5 6 7 ] SonrakiSon Sayfa

Gımgımın Adı , Halkı ve Bazı Köy Adlarının Tarihi Kaynakları
--

ÜYE GİRİŞİ

Tekrar Giriş Yap
---

Kullanıcı Adı:

Gizli Kodunuz (Şifrenizdir - Kimliğinizle Bağlantılı- Unutmayınız)


 Üye Sayısı 350 üye


Bağlı Kullanıcılar

( Hiçkimse )
ARAMA




ANKET
Sitemizi Nasıl Buldunuz.
 
Iyi
Daha iyi olabilir
Normal
Olumsuz
Sonuçlar
KİTAP KÖŞESİ
0012.jpg

0010.jpg
Kitap 1.jpg

Kitap 3.jpg

06082010507.jpg

kitap 2.jpg

0009.jpg

0008.jpg


GÜNCEL HABER



RSS HABER
^ Top ^